Yerel seçimler…
Kent rantları baş döndürüyor.
Hem partiler arası hem parti içi mücadele…
Büyük kavgalar yaşandı, yaşanıyor.
Herkesin kendine göre hesabı var.
Kimi ileriye dönük kadrolaşma peşinde.
2028 planları yapıyor.
Kimi de belediyeleri altın yumurtlayan tavuk görüyor.
Sistem partilerinin derdi aynı…
Halka hizmet umurlarında değil…
Hepsi köşe dönme derdinde.
İl ilçe belediyeleri…
Belediye meclisi üyelikleri…
Tarifeler dudak uçuklatıyor.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, …
En son Hatay’da yaşananlar…
Her yerden pis kokular geliyor.
Ortalıkta dolaşan paralar…
Anlaşma sağlanamazsa önümüzdeki günlerde çıkacak görüntüler…
İşlerin ne hale geldiğini gösteriyor.
Belediye başkanlığı…
Belediye Meclisi üyelikleri…
İnsan bunun için milyonları niye verir?
Tecrübeli bir belediyeciye bu soruyu yönelttim.
Yüzüme baktı…
“Zavallı” der gibi gülümsedi.
Arkasından da şu ifadeleri kullandı:
“Bilerek mi soruyorsun…
Yoksa ağzımı aramak için mi?
Belediye başkanlığını geç…
Belediye meclisi üyeliği bile önemli...
Artık sistem çok değişti.
Adamlar kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyorlar.”
31 Mart’ta yapılacak seçimler.
Siyasette cerahati patlattı.
Ortalığa dökülen kasetler…
Şantaj yapılarak, para karşılığı durdurulanlar.
Her yer BBG evi gibi…
Her pislik kayda alınmış.
Avukatlık bürolarında bile gizli kameralar…
Serbest piyasa sistemi…
Her türlü rezilliği normal hale getiriyor.
Seçime 2 gün kaldı.
Partiler, adaylar son kozlarını oynuyor.
Herkes birbirinin pisliğini açıklıyor.
Bizler de öğreniyoruz.
Kimin ne kadar mal varlığı var?
Servetini yurt dışına kaçıranlar kim?
Kimin malı kimin üstünde?
Banka kasalarındaki varlıklar…
Değirmenin suyu nereden geliyor?
Sistem partilerinin hali bu!
“Çürümüşler” derken boşuna söylemiyoruz.
Eskiden politika daha ciddiydi.
Cep telefonu falan hak getire…
Hele akıllı telefonu kimse bilmezdi.
Sosyal medya diye bir şey yoktu.
Buna rağmen çok dikkatlilerdi.
Bir söz söylerken kırk kere düşünürlerdi.
Şimdiki siyasetçiler öyle mi?
İktidar, muhalefet fark etmiyor.
Ortalık gaftan geçilmiyor.