Ekonomiyi yönetenler…
Ne zaman duvara toslasa…
Krizi emekçinin sırtına yıkmaya uğraşıyorlar.
Dolaylı vergilerin artırılması…
Arkasından kıdem tazminatı…
Gözü kıdem paralarına dikiyorlar.
Hem de patronları kurtarmaya çalışıyorlar.
Neoliberal politikaların klasik yöntemi.
“Orta Vadeli Program” (OVP) açıklandı.
Programın 21. maddesi…
“Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” (TES) modeli.
17 ve 28. maddelerdeki “esnek çalışma”…
İş kanununda yapılacak değişiklikler…
Bazı planlar yapıldığı anlaşılıyor.
Yerel seçim sonrasına hazırlanılıyor.
Uzun yıllardır uğraşıyorlar.
1993’te Dünya Bankası devreye girdi.
Hedef şuydu:
“Kıdem tazminatının bir fonda toplanması…
60 yaşına kadar kullanılmaması…”
1996’da TÜSİAD da TES’e destek verdi.
Eski Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera’yı Türkiye’ye davet
etti.
“Emekli ve mutlu” sloganıyla reklam kampanyaları
yaptı.
İkinci emeklilik maaşı…
Kulağa hoş geliyor.
Ama tam anlamıyla “havuç”.
İşçi sendikaları ile konuştum.
Hepsi “sinsi planlardan” söz ettiler.
“Kıdem tazminatına yapılan saldırılar…
Sayısını bile unuttuk.
Ama hepsini geri püskürttük” dediler.
Türk-İş Genel
Başkanı Ergün Atalay…
Defalarca vurguladı.
“Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir” dedi.
“Genel grev” restini çekti.
Tartışmalar sürerken Türk-İş’ten ses geldi.
Yönetim Kurulu imzasıyla açıklama yapıldı.
Sert ve kararlıydı.
Özetle şu vurgular yapıldı:
“Kıdem Tazminatı…
Taviz verilmez, vazgeçilmez…
Kazanılmış bir işçi hakkıdır.
Bu hakkın aşındırılması kabul edilemez.
Biçim değiştirmesi, emekliliğin bir parçası haline
getirilmesi olmaz.
Bu haktan yararlanamayan işçiler…
Onlar için katkı vermeye hazırız.