Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede hareketlilik arttı. Bu hareketliliğin özellikle ABD Başkanı Trump’un Suudi Arabistan ve İsrail ziyaretleri sonrasında yaşanması dikkat çekti.
ABD’nin gündeminde İran’a operasyon var. Faturasını da bölgenin petrol zengini ülkelerine ödetmeyi planlıyor.
Bu planın ipuçları Riyad’da yapılan “Arap-İslam-ABD Zirvesi” sonrasında yayınlanan bildiride yer aldı. 2018’de kuruluşu tamamlanacak “Ortadoğu Stratejik İttifakı”na vurgu yapıldı.
AMA..!
Bu bildiride 34 bin kişilik özel kuvvetten de söz edildi. Irak ve Suriye’de kullanılabileceği ifade edilse de asıl hedefin İran olduğu çok açıktı.
Ama İran’a karşı cephe kurma planı ilk aşamada çatladı. Katar istenilenin tam tersine İran’a sıcak mesaj verince kriz çıktı. Suudi Arabistan öncülüğünde harekete geçildi.
SUÇLAMALAR!
Suçlamalar ilginç:
“Açık ve gizli bir şekilde teröre destek vermek. Terör örgütlerini barındırmak. Bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit etmek. Ülkelerin iç işlerine karışmak. Müslüman Kardeşler Örgütüne arka çıkmak.”
Bu suçlamaları yapan kim? Suudi Arabistan. İnsan sormadan edemiyor?
Kafkasları kana bulayan terör örgütleri hangi ülkeden destek aldı. Vahhabi terörünün arkasında kim var? IŞİD’e, El Kaide’ye kim yardım etti?
Suriye’de Esad yönetimine karşı savaşan terör örgütlerinin finansörü kim? Suriye’nin içişlerine hangi ülke karıştı?
Tam anlamıyla, “Dinime söven bari Müslüman olsa” durumu yaşanıyor.