11 Ayın Sultanı mübarek Ramazan ayının içerisinde bulunmakla
bunun çoşkusunu, manevi huzurunu yaşamak isterken bir takım olumsuz
hadiseler yaşanmıyor değil. Lakin bunun yanı sıra coşkulu iftar
programlarıyla beraber engelli engelsiz her kesimden insanların bir
araya gelerek hem manevi bir iklim içerisinde sosyal olarak da
kaynaşıp tanışması birlikte huşu içerisinde oruç ve namaz
ibadetlerini yerine getirmek İslamiyet’in haricinde hiçbir din
mensuplarına nasip olan bir şey değildir.
Öyleyse bunun ehemmiyetini önemini çok iyi kavrayıp ve benimsememiz
gerekmez mi?
İlahi gücün farkında olmamız aslında çok şeye daha doğrusu sorun
olarak gördüğümüz birbirimizi incitmek ve yıkmaktan kendimizi
alıkoyamadığımız sorunlarımıza ve tüm bu karmaşıklığa son
vermektedir. Fani bir insan olarak her Ramazan ayında bir kez daha
aciz nefsimiz anlıyor ki aynı anda milyonlarca insanı aynı
bereketli sofraya çağırıp aynı zaman dilimini bekletebilecek ve
ezanla buna son verecek sadece bir ilahı güçtür. Bununla beraber
insanların makamları, statüleri ve suretleri her ne olursa olsun
aslında aşikâr olan bir durum var ki Ramazan ayında herkes aslında
en başından beri eşit olduğunun farkındalığını kazanıyor ve
kazanmalıdır da. Burada asıl anlatılmak istenen ve yaşanması
gereken duaları, bereketi ihtiyacı olan en başta aciz nefsimizle
paylaşıp bu kadar kargaşaya ve aslında hiçbir zaman sahip
olamadığımız ve en başından beri sadece misafir olarak
gönderildiğimiz dünyanın geçici bir misafirhane olduğunu hatırlamak
ve hatırlatmaktır. Ne mutlu ki dünyanın tüm sorumsuzca yaşanan
sorumsuzluklarına rağmen Ramazan’ı tüm bereketiyle ruhunda yaşayıp
paylaşan insanlara…