Nasreddin Hoca’yla oğlu Konya’ya doğru yola çıkmışlar. Hoca eşeğin üstünde, oğlu peşinde yürürken onları gören birisi, ‘Kocaman adam eşeğe binmiş, küçücük çocuk yaya gidiyor’ diye söylenmiş. Lafları hocanın kulağına gelmiş; adama hak vermiş. Oğlunu bindirmiş, kendisi yaya devam etmiş…
Biraz ileride karşılarına çıkan başka birisi, ‘Olacak iş mi bu! Çocuk eşeğe binmiş, kocamış babası yürüyor’ diye çıkışmış. Hal böyle olunca tekrar binmiş eşeğe hoca…
Yanlarından geçen bir tüccar basmış bu defa fırçayı; ‘Yazık değil mi hayvana, düşüp ölecek şimdi şurada. Bu ne insafsızlık böyle, iki kişi biner mi bir eşeğe!’
Çaresiz ikisi de inip yürümeye devam etmişler.
Tam o esnada genç bir adam alay ederek; ‘Şunlara bak hayvan bomboş, ikisi kan ter içinde yaya’ diye basmış kahkahayı.
Hoca dönmüş oğluna… ‘Gördün mü evlat’ demiş. ‘Her kafadan bir ses çıkıyor. Ne yaparsan yap insanların dilinden kurtulamıyorsun, hiç kimseyi de memnun edemiyorsun. O yüzden sen sen ol söylenenlere kulak asma, doğru bildiğin yoldan şaşma…’