MHP’nin seçimden iki gün sonra birkaç gazeteye verdiği ilanda isimleri zikredilerek tehdit edilen 70 siyasetçi, gazeteci, kamuoyu araştırmacısı ve akademisyen arasında benim de adım vardı.
İlan metninde, MHP’ye karşı iftira kampanyası düzenlediğim, bu partiyi kötülediğim, ithamlarımı sıraladığım, yorulmaksızın MHP husumetini derinleştirdiğim, MHP’ye özel bir kin ve nefret beslediğim ve MHP’yi yıkmak için uğraştığım iddia ediliyordu.
Ben tabii, “Bütün bunları nasıl ve nerede yapmış olabilirim” diye kendime sordum. Gazeteci olduğum için aklıma yazılarım geldi; seçimden önce MHP hakkında neler yazmışım diye baktım. Arşivde, bu köşede yayımlanmış ve içinde MHP kısaltması geçen iki yazı görünüyordu. Biri, 5 Haziran 2018 tarihli, “Erdoğan, Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?” başlıklı yazımdı. Metinde MHP kısaltmasını birkaç kez kullanmış ama bu partiye açıkça ve doğrudan bir atıfta bulunmamıştım. Bu yazının MHP’linin en alınganında bile bir sinir buhranına yol açması zordu. Diğeri de “24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor” başlıklı yazımdı. MHP tarafından andıçlanmama 29 Mayıs’ta çıkmış bu yazımın neden olduğu kanaatindeyim.
Yazıda İstanbul Ekonomi Araştırma’nın 26 Mayıs tarihli kamuoyu yoklamasının, iktidar ve Cumhur İttifakı oylarında belirgin bir düşüşü işaret ettiğinden bahsetmiştim. O günlerde Türk Lirası’nda yaşanan ani ve büyük değer kaybı, bu gerilemenin nedeni olarak gözükmekteydi. MHP’nin oylarında da aşağıya gidiş saptanmıştı.
Yazıdaki ilgili paragraf şöyleydi:
“Araştırma, MHP’nin eridiğini gösteriyor. MHP oyları 6 Mayıs’ta yüzde 5.4 seviyesinde iken bu oran 26 Mayıs’ta yüzde 3.8’e gerilemiş. MHP’den İYİ Parti’ye doğru bir oy göçü yaşanıyor.”
MHP...