7 Haziran 2015 seçim- lerinden sonra AKP, azınlık hükümeti
kurmak ya da koalisyon ortağı olmak yoluyla kendisini kati surette
iktidarda kalmaya mahkum hissediyor...
Ebediyen muktedir olunacağı zannının tatlılığı, 7 Haziran
sonrasında iktidarda kalma mahkumiyetinin acılığına dönüşmüşse,
bunun nedeni demokrasinin yüce erdemi “hesap verebilirlik”ten çok
öncesinde uzaklaşılmış olmasıdır.
Bu durumdaki bir iktidarın, uzadıkça uzamaktan başka ne çaresi
kalmış olabilir?
Dolayısıyla AKP ve Erdoğan iktidara tutunma yollarını şu
parametreler içinde arayacaklardır:
Birincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP dramatik bir güç kaybına
uğramışlardır. 7 Haziran dengeleri içindeki hiçbir çözüm
kaybettikleri gücü geri getiremez. Artık her istediklerini
yapamayacaklar, bütün süreçleri kontrol edemeyecekler.
İkincisi, Türkiye’de bir erken seçim kaçınılmazdır. AKP’yi içeren
herhangi bir hükümetin ömrünü kısaltacak olan sabit neden,
ortaklarından önce AKP’nin bizzat kendisidir. Bu partinin uzlaşma
ve müzakere kültürü yok. Gözünü dünyaya iktidar olarak açmış ve
siyasi karakteri tek başına hükmederken biçimlenmiştir. Dolayısıyla
uyumsuzdur.
Bu iki sabite bağlı olarak üçüncüsü, AKP’li veya AKP’siz bütün
formüllerin Erdoğan açısından değişik oranlarda büyük riskler
içereceğidir.
En büyük, hatta varoluşsal boyutlarda risk içereni, HDP’nin
dışarıdan destekleyeceği bir CHP-MHP azınlık koalisyonudur. Ya da
MHP ve HDP destekli bir CHP azınlık hükümeti...
Bu azınlık hükümetleri ancak belirli bir erken seçim takvimine ve
bir yol haritasına bağlı olarak icraatta bulunabilirler.