Sizinle az da olsa çok seviyeli tartışmalarımız oldu yakın zamana kadar.
O tartışmaları özledim.
Galatasaray etkinliklerinde de birlikteliğimiz olurdu zaman
zaman.
O anları özledim.
Zaman zaman uzun telefon görüşmeleri de yapardık.
O konuşmaları özledim.
Her yazdığınız yazıyı arar bulur mutlaka okurdum.
O yazılarınızı özledim.
Velhasıl Aziz Dostum sizi özledim.
Özlemek bir yana, araştırmacılığınıza ihtiyaç olduğunu
biliyorum.
Gerçeğe ulaşmak için nasıl kılı kırk yardığınızı biliyorum.
Yazdığınız her satıra harcadığınız emeği biliyorum.
Vicdanınızın elvermediğinde, hayır olmaz, diyeceğinizi
biliyorum.
Bunun için de özlendiğinizi biliyorum.
Çıkın gelin artık…
Baharla birlikte özlediğiniz hayata.
Kitaplara, yazılara, dostlara, güneşe, ağaçlara, kuşlara…
Özlediğiniz ve beklendiğiniz hayata…
Ve nasıl çabaladığını bildiğimiz güzel aileye çıkıp gelin…
Niye orada olduğunuz biliniyor. Sadece biz değil, dünya âlem
biliyor.
Sizi suçlayarak FETÖ’yü sevindirdiklerinin ya da PKK’yı mutluluktan
havaya uçurduklarının farkındalar mı acaba?
İşte bu sorunun yanıtını bilmiyorum.