Twitter hesabını Cemaatçilerin yönettiği hemen ilk bakışta
anlaşılıyor. Bu hesaptan 4 Kasım’da gönderilen tweet’e bir görsel
iliştirilmiş.
15 kişinin portre fotoğrafları yer alıyor görselde...
Bunlardan 11’i daha önce Cemaat’in gazetelerinde yıllarca yazmış,
televizyonlarında program yapmış, kimisi de bu mecraları yönetmiş.
Aralarında eskiden savcı olup sonradan köşe yazarına dönüşen de
var. 12’nci kişi, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının icrası için
özel olarak kurulan gazetenin “Bavulcu” namlı tetikçisi.
Fotoğraflar beşerden üç sıra halinde, alt alta.
“Bavulcu”nunki orta sıranın sonunda.
İlk iki sıradakilerin bugün hepsi mahpus.
Alt sıradaki beş kişiden dördünün ismini zikredeceğim. Sıranın
sonundaki beşinci kişiden başlıyorum:
Ahmet Şık.
Dördüncü kişi Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Murat
Sabuncu.
Üçüncü suret bendenize ait.
İkinci sıradaki de “FETÖ’nün medya yapılanması” davasında 14 ay
tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Murat
Aksoy.
Tweet’te ise şunlar yazıyordu:
“@KadriGursel & @murataksoy içerideyken bu görsel hazırlanmıştı.
Sevin ya da sevmeyin, biliyorsunuz aynı nedenden dolayı
cezaevindeler.”
Gerçekten mi?
Aynı nedenden dolayı mı cezaevindeydik?
Buna gereken cevabı vermeden önce üç hususun altını çizmek
gerekiyor:
Birincisi, kriterimiz sevmek ya da sevmemek değil, hukuk ve insan
haklarıdır.