İran’da geçen perşembe ülkenin kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde
hayat pahalılığına karşı patlak veren protesto gösterileri rejim
karşıtı bir karaktere de bürünerek iki gün içinde ülke sathında 30
kente yayıldı. İran İslam Cumhuriyeti tarihinde benzeri görülmemiş
bir durum söz konusu.
İlginç çünkü gösteriler herhangi bir siyasi hareketin kontrolünde
değil ya da bir siyasi gelişmeye tepki olarak ortaya çıkmadı.
Aksine, kendiliğinden, örgütsüz gelişerek toplumun farklı
kesimlerini içine alıyor.
İran’da daha önce genellikle başta Tahran’dakiler olmak üzere orta
sınıftan insanların ve üniversite gençliğinin sokağa indiği
görülmüştü. Bu kez protestoların muhafazakâr Meşhed’de başlayıp
ertesi gün Şii ruhban sınıfının merkezi Kum’da da devam etmesi,
patlamanın geniş bir toplumsal tabanda meydana geldiğini
gösteriyor.
Meşhed’de sokağa inenlerin hatırı sayılır bir kesimi, ılımlı
Ruhani iktidarına muhalif, “sertlik yanlısı
muhafazakârlar” idi. Diğer taraftan, başka kentlerde rejimin
sembolü dini lider Hamaney’in kişiliği de
saldırıya uğruyor, aleyhinde sloganlar atılıyor, posterleri tahrip
ediliyor.
Bu gösterilerin 2009’daki protestolardan bir farkı şu: Popülist
İslamcı Ahmedinejad bir dört yıl daha koltukta
otursun diye rejimin Haziran 2009’daki cumhurbaşkanı seçimine hile
karıştırması üzerine ilk protestolar Tahran’da, liberal toplum
kesimlerinin yaşadığı kuzey bölgesinde başlamıştı. Bu kez
gösteriler taşradan kaynaklandı, Tahran üçüncü gün buna dahil
oldu.
Paylaşılan teşhis şu: Bu ne bir devrim, ne de siyasallaşmış bir
toplumsal hareket, bu bir patlama. Nedeni, özellikle gençlik
kesiminde artan işsizlik, petrol-dışı ekonominin yavaşlaması,
halkın alım gücündeki azalma, velhasıl dayanılmaz hale gelen geçim
sıkıntısı...