24Haziran baskın seçimlerine şurada 5 gün kaldı.
İktidarın şapkadan bir şey çıkarmasını bekliyoruz hâlâ.
Neyse artık o şey, düne kadar çıkmadı, çıkarılamadı.
Önceki gün Yenikapı’da Tansu Çiller çıktı gerçi.
Ama Tansu Çiller merakla beklenen o şey değildi, olamazdı.
Çiller’i önceki gün Yenikapı’daki mitinge davet edenler,
cumhurbaşkanı seçiminde Meral Akşener’e
kaptırdıkları görülen stratejik önemdeki 3-4 puan oyu bu marifetle
geri alabileceklerini mi sanıyorlardı?
“Eski Türkiye”nin hemen bütün musibetlerinin vücuda bürünmüş hali
olan bir siyasi mevtayı, 21 yıl önce onun yanında içişleri
bakanlığı yapmış Akşener’i aşağıya çekmek için kullandılar. Bugün
hiç de hayırla yad edilmeyen bir Çiller’in himmetine muhtaç halde
olduklarını göstererek zararın büyüğünü aslında kendilerine
verdiler.
Hedef büyük olunca çaresizlik de büyük oluyor.
Hedefleri, Meclis’te çoğunluğu ve cumhurbaşkanlığını 24 Haziran’da
almak ve bütün işi bir günde bitirmek.
Lakin kendileri de bunun kolay olmadığını görüyor ve kapalı kapılar
ardında, “İş çantada keklik değil, onu da söyleyeyim” diyerek
gerçeği itiraf ediyorlar.
Son iki hafta içinde AKP ve CHP oylarında bir-iki puanlık bir artış
gözlemlenirken diğer partilerin oylarında ise birer puanlık
düşüşler ölçülüyor.
Bu hareketler iktidar için yeterli değil.
Seçimleri, fazla gürültü patırtı doğurmayacak, dozu ayarlı bir
baskı, yolsuzluk ve hileyle çalıp kaçırmaya yelteneceklerini
varsayınca, kendilerine halihazırda verilen baz destekle bu amaca
ulaşmalarının pek mümkün olmadığı da ortaya çıkıyor.