Muharrem İnce, geçen cumartesi memleketi Yalova’da “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı” olarak düzenlediği ilk mitingde, iktidarın 2010’dan bu yana muhafazakâr Sünni seçmeni kendi safında konsolide etmek için CHP’ye karşı sahnelediği mezhepçi siyaset oyununun artık miadını doldurduğunu ilan etti.
İnce, Yalova’nın merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran büyük kalabalığa seçim otobüsünün üzerinden hitap ederken şunları söyledi:
“Ben hepinizin cumhurbaşkanı olacağım, seksen milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Bakın ilan ediyorum buradan, ilan ediyorum: Aleviler! Benim cumhurbaşkanlığımda haksızlığa uğramayacaksınız. Neden? Aleviler şehit oluyor, askere gidiyor, vergi veriyor ama biz Sünnilerin camisinin imamının maaşını devlet ödüyor ama Alevilere yardım etmiyor devlet. Olmaz böyle kardeşlik.”
İnce’nin konuşmasından alıntıladığım bu bölümde üç husus önemli. Bunlardan ikisini görmek için alıntıyı okumak yeterli.
Birincisi şu: İnce, “Aleviler!” diyor... Doğrudan, adını koyarak Alevilere hitap ediyor; “Alevilere yönelik haksızlıklara son verileceğini” bir kampanya vaadi olarak dile getiriyor.
Önemli, çünkü Alevilerin sorunlarına ilk mitingde yapılmış kuvvetli bir vurgu bu...
Aleviler CHP’nin seçmen tabanında ve örgütünde önemli yer tutarlar, laik bir Cumhuriyetin kararlı savunucularıdırlar. Üstelik AKP Türkiye’sinde Alevilerin sistemli bir ayrımcılığa tabi tutulup dışlandıkları kimse için bir sır değildir.
CHP, 12 Haziran 2012 Genel Seçimleri için yayımladığı bildirgenin “Laiklik ve İnanç Özgürlüğü” bölümünde Alevilere bir cümleyle yer ayırmış ve