Recep Tayyip Erdoğan başbakan iken 1150 odalı saray inşaatının önündeki tabelada “başbakanlık yerleşkesi” yazıyordu... Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilince yerleşke de “Cumhurbaşkanlığı Sarayı” oldu. Gerçekte ise kendisi bu yapıyı “başkanlık sarayı” olarak tasarlamıştı...
7 Haziran seçimlerinde seçmen AKP’ye bırakın 335’i, çoğunluğu bile vermeyince Erdoğan’ın
“Türk tipi başkanlık rejimi” de beraberinde reddedilmiş oldu. Artık herhangi bir gelecekte Erdoğan’ın halkın karşısına başkanlık rejimi gündemiyle yeniden çıkmasının imkan ve ihtimali yok.
Erdoğan 7 Haziran akşamı siyasi perspektifini yitirdi. İddialı rejim değişikliği hedefiyle ifade ettiği kişisel siyasi kariyer planları artık geçersiz.
Bundan böyle kalan süresini ister anayasanın emrettiği sınırlara çekilmiş olarak geçirsin, ister “Yüzde 52 oy aldım” diyerek anayasa yokmuş gibi davranmaya devam etsin kesin gerçek şudur: Muhayyel başkanlık sarayının 1150 küsur odası Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı süresi boyunca boş duracaktır. Bu “boşluk”, Erdoğan misyonunun 7 Haziran’da sandıkta uğradığı siyasi, ideolojik ve tarihsel yenilginin sembolü olacak.
Erdoğan, otoriter başkanlık rejimi hayalini yitirmekle kalmadı; partisi azınlığa düşünce önemli bir güç kaybına da uğradı.
Buna karşılık onun en belirgin siyasi davranış özelliklerinden biri, sahadaki gerçeklerin kendi aleyhine dönmesi halinde yenilgiyi kabul etmeyip elinde kalan bütün güçle karşı saldırıya geçmesidir.