1994 tarihli Hollywood yapımı macera gerilim filmi “Speed”,
Türkiye’de “Hız Tuzağı”adı altında gösterilmişti...
Filmin macera altyapısında, içi yolcu dolu bir otobüse
yerleştirilmiş, hıza duyarlı bir bomba vardır. Düzenek, otobüsün
hızı saatte 80 km’yi geçince aktive olmak ve bu hızın altına
düşülmesi halinde ise bombayı patlatmak üzere
programlanmıştır.
Trafikteki otobüsün hızı tabii ki 80 limitini geçer ve o andan
itibaren filmin gerilim çerçevesi de belirginleşir: Hız asla 80’in
altına düşmemelidir, yoksa otobüs havaya uçar. Bomba bin bir
güçlükle etkisiz hale getirilmeye çalışılırken otobüs de şehirde
trafiği birbirine katarak 80’in üzerinde yol almaktadır.
Otobüstekiler ölümcül kaza ve havaya uçma tehditleri arasında
sıkışıp kalmışlardır... Bu çözümsüz bir ikilemdir.
İktidar, 15 Temmuz darbe girişiminden beş gün sonra ilan ettiği
OHAL sayesinde gaza bastı ve bunun sonucunda Hız Tuzağı filmindeki
otobüsün durumuna düştü.
Gerekçesi “FETÖ”yü temizlemek olabilir; lakin her türlü
hukuki, anayasal ve yasal limit aşılmıştır.
İktidar otobüsünün hızla geçtiği yollarda meydana getirdiği hukuk
ve demokrasi hasarı büyüktür.
KHK’lerden alınan ezici gücün keyfi-haksız-kuralsız kullanımı
nispetinde de bu hasar, kat edilen mesafe uzadıkça
artıyor.
Otobüs şoförünün direksiyondaki davranış ve ifadeleri, OHAL’den
aldığı sınırsız güç sayesinde hayalindeki siyasi menzile daha çabuk
varacağı gibi bir zanna kapıldığını da gösteriyor.