MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’nin
geçen salı ince çalışılmış belagatle sarıp
sarmalayarak Erdoğan iktidarına verdiği
“başkanlık müjdesi”ndeki özlü ifadeler şunlardı:
“Fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve
yöntemlerini arayalım...
MHP, Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve
bağlıdır...
Millet ne derse o olur, neye karar verirse boynumuz kıldan
incedir.”
Başbakan Binali Yıldırım da geçen
çarşamba Bahçeli’nin hediyesini aynı selamlama cümlesiyle
aldı:
“Türkiye, fiili durumu hukuki duruma dönüştürmek
mecburiyetindedir.”
Bu iki zat, mevcut fiili duruma hukuki statü kazandırmak hususunda
mutabık görünüyorlar.
Sanki fiili durum şahanedir de memleketin yegâne meselesi bunun
üzerine tastamam oturan bir anayasa yapmaktır.
Fiili durum bir felaket, farkında değil misiniz?
Türkiye, eylem ve kararları dengelenip denetlenemeyen bir tek
adamın keyfi baskı rejimi altında, demokrasi ve hukuk devletinden
her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor.
Siyasi erk üzerinde dengeleme ve denetim işlevini görmesi icap eden
kurumlar ya felç edilmiş ya da iktidara tabi kılınmış.
Yasama işlevsiz, yargı bağımlı.
Ağır baskı ve tehdit altında yaşam mücadelesi veren bir-iki
eleştirel gazete ve bir TV kanalını saymazsanız, basın özgürlüğü
sıfır. Medya, iktidara propaganda ve dezenformasyon hizmeti
veriyor...