Osman Kavala bir ay önce gözaltına alındı ve
ardından hapse atıldı. Şimdi Silivri 9 Numaralı Cezaevi’nde bir
koğuşta tek başına tutuluyor.
Mevcut durumda, “anayasal düzeni değiştirmeye ve hükümeti ortadan
kaldırmaya teşebbüs”le suçlanıyor...
Bu suçlama iki iddiaya dayandırılıyor.
Birincisi, 15 Temmuz darbe girişiminin uluslararası ayağı olmakla
suçlanan Henri Barkey ile yoğun biçimde
görüşmek.
İkincisi de üzerinden dört buçuk yıl geçtikten sonra yargı
tarafından “iktidarı devirmeye yönelik bir kalkışma” olarak
sınıflandırılan 2013 Gezi olaylarını finanse ve organize etmek.
Malum, iktidar medyası Henri Barkey’i, 15-16 Temmuz 2016
tarihlerinde Büyükada’da yerli ve yabancı think-tank’çıların
katıldığı İran konulu bir toplantıda bulunduğu sırada 15 Temmuz
darbesini organize ve koordine etmekle suçlayagelmişti.
Osman Kavala kendisi ile görüştü diye gözaltına alınıp tutuklandığı
sırada, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin organizatörlüğü ile
itham edilen Henri Barkey hakkında henüz bir yakalama kararı yoktu.
Osman Kavala tutuklandıktan 10 gün sonra çıkarıldı bu yakalama
kararı...
Ardından 15 Kasım’da iktidarın ana medya mecrasında bir “haber”
yayımlandı: Osman Kavala, kendisinin, eşinin, şirket çalışanlarının
ve kuzeninin telefonlarını kullanarak Henri Barkey ile tam 93 saat
34 dakika 1 saniye görüşmüştü...
“Soruşturmanın gizliliği” iktidar medyası tarafından ihlal
edildiğine göre konuyu araştırmakta sakınca yoktu; ben de öyle
yaptım. Sonuç, iddianın temelsiz olduğuydu. Bu iddiayı destekleyen
bir HTS kaydı bulunmuyordu ve gerçekte söz konusu olan da “baz
istasyonu çakışması” idi. Kavala’nın kurucusu olduğu...