Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’de sınıra 30 km mesafedeki El Bab kentini IŞİD’den almak için muhtelif muharip piyade birliklerini de savaşa sokmayı planlıyormuş... “Bir yetkili” Hürriyet’ten Uğur Ergan’a “El Bab’a inmek için daha kapsamlı kara gücü şart. Harekât planlarında elbette kara unsurları da bulunuyor” demiş. El Bab’dan önce IŞİD’den temizleneceği söylenen daha yakındaki Dabık kasabasının güçlü biçimde tahkim edildiği istihbar edildiğinden buradaki savaşın çetin geçmesi beklenmekteymiş... Türkiye’nin “Fırat Kalkanı”yla zaten girdiği Suriye batağına, piyadesini de sokarak iyice gömüleceğini ilan eden, “Piyade gidiyor” başlıklı dünkü Hürriyet haberinin üç cümlelik özeti bu...
Askeri başarısı yok
Böyle bir haberde gözler ister istemez, “Fırat Kalkanı”nın sözde piyadesi ÖSO’yu arıyor. ÖSO, Türk piyadesinin Suriye’ye sokulmasını gerektiren bir askeri denklemin neresinde yer alabilir? ÖSO’nun adı haberde geçiyor ama piyade birliklerinin Suriye’ye girişi ile ilgili bölümde değil... ÖSO’nun adı haberin sonunda, El Rai’nin (Çobanbey) güneyinde aldığı bazı köyleri IŞİD’e kaptırması bahsinde geçiyor. ÖSO rumuzunun arkasına gizlenmiş muhtelif cihatçı başıbozuğun IŞİD’e karşı “Fırat Kalkanı”ndan önce de kayda değer bir askeri başarısı yoktu. Şimdi görülüyor ki arkalarında Türk tankları, topçusu ve üzerlerinde Türk Hava Kuvvetleri varken dahi sahiplerine güven vermemektedirler. Bu zaafın sözde telafisi güya mümkün: Cihatçı sergerde piyadesinin yerini Türk piyadesinin alması... Burada özel kuvvetler ve 80- 100 kadar tank ve zırhlı araçtan bahsetmiyoruz. Türk piyadesi, Türk kara ordusunun esasıdır.