Türkiye’de siyasi kutuplaşma o kadar derin ki kesimler bütün
olumlu özellikleri yakın gördüğü siyasi partinin taraftarlarına, ne
kadar olumsuzluk varsa ötekileştirdiği partinin destekçilerine
atfediyor.
Türkiye ayrışmış... İnsanlar en uzak hissettikleri siyasi partinin
taraftarlarıyla mekânsal, sosyal ya da ekonomik çevrede bir arada
olmak istemiyor.
Türkiye’de insanlar suskunluk sarmalında. Güncel siyasi meseleler
konusunda mahallede, işyerinde ve sosyal medyada görüş açıklamaktan
ve tartışmaktan geri duruyorlar. İnsanlar sadece kendisi gibi
düşünenlerle bir arada oluyor, aynı görüşü paylaşıyorlar. Bu
şekilde düşünceleri pekişiyor ve bunları değiştirme imkânını
bulamıyorlar. Türkiye’de önemli bir kesimin, kendileri gibi
düşünmeyenlerin siyasi haklarını kullanmasına tahammülü yok.
Esaslı bir araştırmanın sonuçlarından derlediğim tespit ve görüşler
bunlar...
Adı, “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması”... İstanbul
Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
tarafından, bir Marshall Fonu (GMF) projesi olan Karadeniz
İşbirliği Fonu’nun (BST) desteğiyle, 17 Kasım-20 Aralık 2017
tarihlerinde 16 ilde 2004 kişiyle yüz yüze görüşülerek
gerçekleştirildi.
Dün Bilgi Üniversitesi’nde Doç. Dr. Emre Erdoğan
tarafından sunuldu.
Deneklere “OHAL uygulaması hakkında bir tartışmaya katılır mısınız”
diye sorulmuş. Deneklerin yüzde 64’ü bu konuyu sadece ailesiyle
yediği bir akşam yemeğinde, yüzde 57’si de arkadaşlarıyla dışarıda
yediği bir yemekte tartışabileceğini söylemiş. “OHAL’i tartışırım”
diyenlerin oranı özelden kamusala doğru gidildikçe düşüyor: Mahalle
toplantısında (yüzde 45), işyerinde, okulda (yüzde 36), Facebook’ta
(yüzde 26.7), Twitter’da (yüzde 23.8).