Kamil Çakır Milat Gazetesi

Kültür-sanat sezonu

Sanat kelimesi Arapça bir kelime olup, sana'a kökünden gelen "yapmak, üretmek" anlamında bir mastardır. Şemseddin Sami sanatı; "ihtiyacatı beşeriyeden birinin ımali hususunda, mümarese ile öğrenilen ve icra olunan...

17 Ekim 2017 | 131 okunma

Sanat kelimesi Arapça bir kelime olup, sana'a kökünden gelen "yapmak, üretmek" anlamında bir mastardır. Şemseddin Sami sanatı; "ihtiyacatı beşeriyeden birinin ımali hususunda, mümarese ile öğrenilen ve icra olunan iş” diye tarif etmektedir. Sanatı "insanların gördükleri, işittikleri, his ve tasavvur ettikleri olayları ve güzellikleri, insanlarda estetik bir heyecan uyandıracak şekilde ifade etmektir" diye tarif edenler olduğu gibi, "Sıkıntı sürecinde olgunlaşan, düşünceyle yoğunlaşan, emekle hazırlanan ve en iyiyi vermeyi amaçlayan faaliyet"  olarak izah edenler de olmuştur. Her halükarda sanat; bir düzen, bir ahenk ve bir disiplindir. Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ya da bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün beceri olarak nitelenen sanat, belli bir uygarlığın anlayış ve beğeni ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatımdır.
Buna göre sanatı da sanatçıyı da doğuran toplumdur. Toplum olmasaydı sanatta sanatçı da olmazdı. Hal böyle iken toplumun bir parçası olan sanatçı kendini var eden toplum için sanat üretmelidir. Yani sanat, toplum için olmalıdır. Nasıl ki, “bilim için bilim”, “felsefe için felsefe” olmazsa, “sanat için sanat” da olmaz. Dünyada her şey insanlar için vardır. Sanat, topluma ve insanlığa faydalı olursa bir değeri olur. Topluma hizmet etmeyen, insanlara faydası olmayan bir sanatın ne değeri olabilir ki? İçinde yaşadığı toplumun değer yargılarını hiçe sayan ve onlara hakaret eden sanat, sanat değildir. Aynı şekilde böyle bir şeyi icra eden kişinin de sanatçılığından bahsedilemez.

“Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...”

dizeleriyle sanatı ve sanatçıyı en güzel bir şekilde tarif etmiş üstat Necip Fazıl.

         Yazıma “Kültür-Sanat Sezonu” başlığını koydum. Aslında bu ifade bu günlerde herkesin duyduğu bir ifadedir. Haberlerde, afişlerde, pankartlarda bu ifadeye rastlayabilirsiniz. Hemen hemen bütün belediyeler bu sloganla sekiz ay sürecek bir sezonun açılışını yapıyorlar. Bunlardan biri de Küçükçekmece Belediyesi. Geçen dönemde yüzlerce program ile dolu dolu bir yıl geçiren Küçükçekmeceliler bu sezon da aynı tempoda bir dönem yaşayacaklar anlaşılan.

Küçükçekmece Belediyesi 2017 – 2018 kültür-sanat sezonunu, “Al Gözüm Seyreyle” başlıklı Bedri Rahmi Eyüboğlu retrospektif sergisi ve konseri ile açtı. Sergide ressam, şair, yazar ve akademisyen Eyüboğlu'nun bir şiir imgesinden yola çıkılarak hazırlanan bazı eserleri sanatseverlerle ilk kez buluşturuldu. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Anadolu sanatına, Anadolu’daki insanlara, kültür ve hayata bakışına getirmiş olduğu yorumların paylaşıldığı sergi 14 Aralık tarihine kadar Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde vatandaşların ziyaretine açık kalacak.

Özellikle Ak Partili belediyeler her konuya el attıkları gibi kültür ve sanata da el attılar, sanat ve sanatçıyla vatandaşı buluşturma noktasında zirve yaptılar. Gözleri kamaştıran kültür merkezlerinde hemen hemen her gün ayrı bir program, ayrı bir seminer, ayrı bir konferans, ayrı bir söyleşi, tiyatro, sinema ve konserlerle “sanat halk içindir” anlayışını sözde değil özde yaşatıyorlar. Kendilerini vatandaşa ulaşma noktasında yetersiz gören sanatçılar da bu vesile ile amaçlarına ulaşmış, arzu ettikleri ortamlarda halk ile iç içe programlar icra etmekteler. Aynı zamanda sinemaya, konsere, tiyatroya, konferansa veya kültürel programlara katılmayı arzu eden vatandaşların da hizmet ayaklarına gitmiş, vatandaşlar bu programlar için hem maddi ve hem de manevi eziyetten kurtulmuşlardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zaferlerle dolu bir ay: Ağustos 28 Ağustos 2018 | 3.468 Okunma Kurban 21 Ağustos 2018 | 4.594 Okunma Kan emiciler 14 Ağustos 2018 | 4.627 Okunma Manevi kalkınma 07 Ağustos 2018 | 2.159 Okunma Papaz 31 Temmuz 2018 | 4.876 Okunma