Tarihin hangi dönemine bakarsak bakalım, medeniyetin en ileri dönemlerinde manevi yıkım başladığında toplumlar çeşitli felaketlerle yok olmuştur. Servet, imkân ve kendilerine bağışlanmış özellikleriyle Ad milleti, Kayaları oymuş, tepelere saraylar yapmış, ovaları köşklerle donatmış olan Semud milleti, Babil medeniyeti, Sedum, Akabe körfezinden Humus vadisine kadar uzanan Medyen ve Kızıl Deniz sahilinden Medyen’e uzanan Eyke halkı, Ba’l-Bek halkı, İsrailoğulları gibi tarihte birçok millet içine düştükleri sapkınlıklar yüzünden tarih sayfalarından silinip gittiler. Maddi olarak elde ettikleri büyük kazanımlar o toplumları ayakta tutmaya yetmedi. Çünkü milletleri ayakta tutan en önemli unsur manevi yapıdır. O yapıyı bozduğunuzda millet diye bir şey kalmayacaktır. Dünya üzerinde en son kurulan Osmanlı Devletinde de ne zaman manevi bozulma başladı o zaman devlette de çöküş ve yıkım başladı. Yüzyıl sonra yeniden yakalamaya başladığımız maddi kalkınmada geldiğimiz nokta küçümsenecek bir yer değildir. Son on altı yılda dünyanın gözünü kamaştıracak derecede değişim ve gelişime imza attık. Ekonomisinden uçağına, tankından arabasına, yollarından tünellerine kadar her alanda milli bir kalkınma içine giren Türkiye önümüzdeki dönemde dış ticaretten şehirciliğe, dış politikadan savunmaya, eğitimden sağlığa, tarımdan teknolojiye olmak üzere ilk 100 günlük hedefini kapsayan eylem planını kamuoyuyla paylaştı. Bunların içinde üç katlı Büyük İstanbul Tüneli, bölünmüş yol ağına 328 kilometre ek, otoyol ağına 120 kilometre daha ilave, toplam 246 kilometre uzunluğa sahip Aydın-Denizli ve Mersin-Taşucu otoyolları, karayollarındaki güvenliği ve konforu yükseltmek, tünellere 30 kilometre daha ilave, Halkalı-Kapıkule Hızlı Demiryolu, Konya Yüksek Hızlı Tren Garı, Van Gölü için inşa edilen İdris-i Bitlisi Feribotu seferleri, Konya'da 2 milyon 596 bin ton kapasiteye sahip 2 lojistik merkez, Konya, İzmir, İstanbul, Ankara ve Kayseri'de toplam 73 kilometre şehir içi raylı sistem hattı, 13,4 ki...