Hemen hemen her yılda bir seçim yaşadığımız ülkemizde yine bir seçimin arifesindeyiz. Her seçimin kendine has bir önemi vardır elbette. Her ne kadar her seçimde “en önemli seçim budur” söylense de dönemine ve konjonktüre göre farklıdır önemi seçimlerin. Şimdi ise önümüzde 24 Haziran seçimleri var ve sanıldığı gibi sıradan bir seçim değil bu seçim.
Yüzyıldır batı, doğu üzerinde emperyalizmini sürdürüyor. Rahat bir hayat yaşamak uğruna doğudaki ülkeleri ve insanlarını sömüren batı, sistemini bu ülkeler üzerinde bazen darbelerle, bazen kendi anlayışındaki liderlerle ve bazen de terör ve teröristlere verdiği destekle sürdürmüştür. Demokrasi yalanı ile binlerce kilometre ötelerden gelerek tahakküm kurduğu doğu ülkelerinde hiçbir zaman kan durmamış, gözyaşı dinmemiştir. Zalim Esad yönetimindeki Suriye’de, dini sebeplerden ötürü 12 bin tutuklunun bulunduğu Özbekistan’da, resmi yetkililerin bile öldürülen Müslüman sayısını saymayı bıraktığı Orta Afrika’da, artık barış için umutlu olmaktan başka çareleri kalmayan Moro’da, zamane Firavunlarının seçilmişleri idam etme peşinde olduğu Mısır’da, Ruslar tarafından ana vatanlarından sürgün edilen Kırım’da, bugüne kadar 70 binin üzerinde kişinin öldürüldüğü, 1,5 milyondan fazla kişinin de yerlerinden edildiği Keşmir’de, savaş, ambargo ve iç gerilimlerle hayatı kararan ve 1,5 milyon insanın hayatını kaybettiği Irak’ta, Siyonist Yahudi işgali sebebiyle hiç olmadığı kadar büyük zulümlere sahne olan Filistin’de, on binlerce insanın katledildiği Doğu Türkistan’da, Rusya’nın idaresi altındaki Çeçenistan’da, Birleşmiş Milletler raporlarına göre dünya üzerinde en çok eziyetin görüldüğü Arakan’da, her 1000 kişiden 23’ünün mülteci olduğu Afganistan’da… Bu ülkelerde bu işlere sebep olan ve her olayda parmağı olan ise batı dünyasıdır. Bu mazlumlara tek arka çıkan ve dünya arenasında haklarını savunan tek ülke Türkiye ve cumhurbaşkanı olmuştur.
Daha yeni Arap Baharıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren batı bir tek Türkiye’de planladığı oyunlar için arzu ettiği sonucu alamamıştır. Her on yılda bir planladığı darbelerle dizayn etmeye çalıştıkları ülkemizde son yıllarda planları tutmamaya başladı ve bundan da son derece rahatsız olmaktadırlar. Şiir okudu diye seçilmişleri siyasi yasaklı hale getirdikleri ülkemizde, meclisi veto eden kendi zihniyetlerine mensup cumhurbaşkanları ile, darbe planları ile, danıştay saldırısı ile, mecliste cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 zorlaması ile, kapatma davası ile, mit kumpası, gezi kalkışması, 17-25 Aralıkta yargı darbesi ve 15 Temmuz hain darbe kalkışması ile defalarca mevcut hükümeti devirme planları yaptılar ama her seferinde hükümetin ve halkın dik duruşu ve basireti sonucu bu girişimleri akamete uğradı. Şimdi tek umutları 24 Haziran ve bütün cepheleri ile saldırıya geçmiş durumdalar.
Unutma!
24 Haziran tüm dünya mazlumlarının umudu bir seçim olacak. Afganistan’da, Arakan’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Irak’ta, Keşmir’de, Kırım’da, Mısır’da, Moro’da, Afrika’da, Özbekistan’da, Suriye’de ve dünyanın her köşesinde ezilen mazlumların umudu bir seçim. Hepsi bu seçimi bekliyor ve unutma tüm bu insanların umudu senin bir oyunda saklıdır.
Mazlumların kanını döken İsrail’i sevindirmek, Ortadoğuyu kan gölüne çeviren ABD’nin planlarına ortak olmak, Türkiye’nin yükselişini istemeyen Almanya’nın hayallerini gerçekleştirmek, ülkemizi muasır medeniyetler üstüne çıkaran yatırımlarımızı durdurmak isteyen Hollanda’nın ekmeğine yağ sürmek, her defasında soykırım safsatası ile gündemi meşgul edip ülkemizin yükselişine çelme takmak isteyen Fransa’nın oyunlarına alet olmak, her on yılda bir darbe ile gençliğimizi ve geleceğimiz karartmak isteyen İngiliz darbelerinin bir parçası olmak, seçilmişleri darbelerle alaşağı ederek zulüm ile kendi sultalarını kuran Sisi’leri güldürmek, Osmanlıyı iç savaşa sürükleyip hala Türkiye karşıtı propaganda ile gündemde kalmaya çalışan Ermenistan’ın arzusuna destek olmak, PKK şerefsizlerine ev sahipliği yapan Belçika’nın siyasetine alet olmak istemiyorsan 24 Haziran’da bir oyun var ve bütün bu oyunları bozacak bir oy.