Yaklaşan 24 Haziran seçimleri için bütün partiler vaatlerini sıralamaya başladı. Adaylar meydanlarda vatandaşlara hitap ederken zaman zaman niyetlerini de ifşa ediyorlar. Ak Parti’nin 360 sayfalık, oldukça kapsamlı ve geniş bir metin olan beyannamesinde 11 ana başlık yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çeşitli alanlarda yapımı devam eden ve yapılması planlanan toplam 161 kalkınma projesini duyurdu. Ak Parti 2053 ve 2071 hedefleriyle birlikte özellikle beyannamede "Önemli Kalkınma Projelerimiz" başlığı altında yer alan 161 projenin hayata geçirileceğinin güvencesini 2002 den beri yaptıkları ile temin etmektedir. Bu beyanname ile Ak Parti 2023 hedeflerinin ötesinde uzun vadeli olarak 2053 ve 2071 Türkiye'sine yönelik bir vizyon çizilmektedir. "Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye" sloganıyla Ak Parti başta kamu yönetimi olmak üzere devleti tepeden başlayarak yeniden yapılandıracağını ve bu yapılandırma ile istikrarlı bir siyaset kurumu, ekonomik ve demokratik kalkınma sağlanacağı sinyali verilmektedir. 2002 den beri her seçimden zaferle çıkmasının altında verdiği sözleri yerine getirmesi ve yapamayacağı sözleri seçim meydanlarında sarf etmemesi yatmaktadır. Halk Ak Parti’yi, dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı bu özelliği ile de sevmiştir. Recep Tayyip Erdoğan söylüyorsa yapar inancı vatandaşın zihnine yerleşmiştir. On Altı yılda bu sözleri nasıl yerine getirdiğini bizzat kendi gözleriyle müşahede eden halk yeni beyanname için yeni referanslar istemiyor. Yeni dönemin ayırt edici vasıflarından biri olan dijitalleşmeden kadınların işgücüne katılımına, bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinden akıllı ve yeşil şehir projelerine, dünya ülkeleri ile ilişkilerden yeni yönetim modeline, güçlü meclisten bağımsız yargıya, sağlık hizmetlerinden engelli ve yaşlılara olan hizmetlere kadar bir çok alanda ayağı yere basan projelerle beyannamesini oluşturan Ak Parti güven konusunda her hangi bir sıkıntı yaşamadan yoluna devam edecek gibi görünüyor.
Halkın oylarına talip olan muhalefetteki cumhurbaşkanı adaylarının söylemlerine baktığımızda hemen hemen vaatleri aynı olan bu adayların en önemli ortak yönleri Türkiye’ye çağ atlatacak yatırımları ve projeleri durdurmayı vaat etmeleridir. AK Parti 146 projeyi hayata geçirme sözü verirken karşısında aday olarak çıkan muhalefetin vaadi ise yapılanları ve yapılacakları yıkmak.
Tarihte Türkiye’yi yetmiş sente muhtaç eden CHP’nin adayı Muharrem İnce, "Türkiye dışarıdan para aldı değil mi? Türkiye bu parayı taşa, toprağa, betona gömdü. Üretim yapmadığı için fabrika açmadığı için alamayacak. Şirketler bir bir iflas ederken ben orada hafriyat mı kazacağım? Tabii ki durduracağım Kanal İstanbul'u. Ne işimiz olur?" diyerek Kanal İstanbul ile yerli otomobil projesini durduracağını vaat ediyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dünyanın yetişmek için uğraştığı sağlık sektörümüzü hedef alarak, Türkiye'nin bütün vizyon yatırımlarını itibarsızlaştırma gayreti içinde. Tüm batı dünyasının korkulu rüyası haline gelen çılgın proje Kanal İstanbul'a Meral Akşener’in hayali bile yetmezken, Türkiye'nin en büyük projesi için "Hayalden öteye geçmez" diyerek karalamaya çalışıyor. Kendine ait yeni bir proje sunamazken, Türkiye'nin sağlık sorununu kökten çözmeye aday Şehir Hastaneleri için de karalama kampanyaları yürütmekten imtina etmiyor. Marmara Körfezi'ni birleştiren Osmangazi Köprüsü ve diğer ulaşım projelerini de sıradan bir yatırım gibi görme gafleti ve hatta yeni yapılacakları da durdurma vaadi içinde siyaset yürütmeye çalışmaktadır.
Ya Karamollaoğlu’na ne demeli. Son seçimde yüzde 1'in altında oy aldığı halde kendilerini dev aynasında görmeye ve kirli ittifakın parçası olarak yüzde 10 oyu varmış gibi ortalıkta saz çalmaya devam etmektedir. Son dönemde yapılan mega projelerin hepsi için "israf" diyen Karamollaoğlu, seçilmesi halinde Çanakkale Köprüsü, Kanal İstanbul gibi dev yatırımları durdurma vaadinde bulunuyor. Sivas hızlı treni için “Hızlı tren anca göçü hızlandırır..." yorumu ile gülünç duruma düşmektedir.
Bir tarafta 161 yeni proje ile halkın karşısına çıkan “Cumhur İttifakı”, diğer tarafta ise bütün yapılanları yıkma sözü veren “Yıkım İttifakı”.