TEKNENİN adı Granma idi.
İngilizce “büyükanne”nin yanlış bir imla ile yazılmış hali.
1943’te üretilen 18 metrelik teknenin maksimum yolcu kapasitesi 12 olarak belirlenmişti.
1956’da Meksikalı bir silah tüccarı olan Antonio del Conde tarafından 15 bin dolar karşılığında satın alındı.
Silah tüccarı kendisi için satın almamıştı Granma’yı...
Bu “döküntü” durumdaki tekneyi alan kişi Fidel Castro ve arkadaşlarıydı.
Bir devrimin simgesi olacaktı Granma...
Küba’yı parsel parsel ABD’ye satmış olan faşist diktatör Fulgencio Batista’yı devirecek devrimin “amiral gemisi”ne dönüşecekti.
2001’de –ilk ve şimdilik son kez- Küba’ya gittiğimde ilk görmek istediğim şey Granma olmuştu. Havana’daki Devrim Müzesi’nde Granma ile karşılaştığımda coşkuyla “3 bin yüce portakal adına!” demiştim.
3 bin portakal?..
Açıklayayım...
Fidel Castro ve Che Guevara ile birlikte 82 kişi taşıyordu Granma 25 Kasım’da Meksika’nın Tuxpan kentindeki limandan ayrılırken.
Balık istifi demek bile hafif kalacaktır teknedeki yolcuların durumunu tarif etmek için. Maksimum 12, abartılırsa 20 kişinin sığabileceği öngörülen teknede 82 devrimci vardır. Tek yükü devrimciler değildir elbette, silahları da sığdırmak gerekmektedir.
Peki yakıt?
1200 galon yakıt kapasitesi vardır teknenin. Oysa Küba’da çıkarma yapılacak noktaya ulaşmak için 2 bin galon yakıt gerekmektedir.