GÜRCİSTAN ve Azerbaycan bence şu sıralar her zamankinden daha
fazla dikkatli olmalı, çünkü komşularımız arasında kafaya “Eyy!”
yemeyen yalnızca onlar kaldı.
“Dış Haberler” bahsinde her yeni güne var olan sorunlara en az bir
tane daha yükleyerek uyanıyoruz, malum. O “şok şok şok” dozunu
vermezlerse, almazsak, işimiz yolunda gitmeyecek sanki...
Dün de “İran’dan sert tepki” haberiyle güne merhaba dedik, dozumuzu
aldık, rahatladık.
Nedir İran’la mesele?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın hafta
sonundaki konuşmaları tetikledi, öğrenmiş olduk.
Tatlı Dil Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AB
ülkelerinin dışında İran’a da söyleyecekleri vardı.
Erdoğan, İran’ın “tarihsel kökü olan, mezhepçiliğe ve yayılmacılığa
dayalı bir ırkçılık” yaptığını söylerken, Kaynak da 3 milyona
yaklaşan bir mülteci hareketinden bahsederken İran’ı işaret
etti.
Komşu İran da buna “Kabul edilemez. Yayılmacı ve müdahaleci
sizsiniz!” dedi.
Şimdi ne olur? Dışişleri’nin kapısında kınanmak üzere bekleyen çoğu
Avrupalı diplomatın oluşturduğu kuyruğa İranlı meslektaşları da
katılır mı? Göreceğiz. Dün Kaynak “Sözlerim bağlamından kopartıldı”
açıklaması yaptı mesela...
Komşu Yunanistan’la durum malum... Kardak üzerinden yine gerilen,
Genelkurmay Başkanı’nın devriyeye katılmasına dek uzanan
ilginçlikler barındıran ilişki bir nebze olsun soğutuluyor an
itibariyle.
İki tarafın da işine hiç gelmeyeceği için uzatmanın zaten manası yok. Hatta son Hollanda krizinde Yunanistan Türkiye’nin yanına yaklaşarak zaten gıcık olduğu AB liderlerine aba altından sopa sallamış bile oldu.