TANIDIĞIM iki genç insan özenerek açtıkları bir butik oteli
ayakta tutmaya çalışıyor İstanbul'da.
Lokasyon harikulade; son yılların parlayan yıldızı Karaköy’de
otelleri.
Gayet modern, zevkle döşenmiş, özellikle yabancı genç turistlerin
rağbet ettiği otelde mesela yakın geçmişte Madonna’nın kızı Lourdes
Leon kalmıştı.
Salı sabahı kahve içmek için uğradığımda “Vaziyetler nasıl?” demem
yetti...
Sultanahmet’teki alçakça saldırının ardından Alman turistlerin
rezervasyonlarının bıçak gibi kesildiğinden girdi, gemi turlarının
birer birer iptal olmasının yarattığı tahribattan çıktı.
20 odalık oteli ayakta tutmak için nasıl çabaladıklarını anlattı.
Kolaylık ve şans dileyebildim sadece...
TURİSTİK MİKROKOZMOS
Birkaç saat sonra Beyoğlu’nda turistlerin de uğrak yeri olan
restoranda yıllardır tanıdığım garson dostumla muhabbet ederken
“İşler nasıl?” diye sordum ve benzer bir “yangın yeri” manzarası
aktarmasına şahitlik ettim:
“Bizde müşteri az, gruplar filan yok... Ara sıra şehir dışından
gelen müşterilerimize tavsiye ettiğimiz bir otel var. 400 liradan
aşağı oda vermezdi. Geçen hafta Fenerbahçe-Beşiktaş maçı için
İzmir’den gelen müşterilerimiz 100 liraya kaldı valla; herkes
ağlıyor...”
Yansıttığım bu “turistik mikrokozmos” haberlerinin yaşanan dramın
büyüklüğünü yansıtmaya yetmeyeceğinin ben de farkındayım.
Başbakan Davutoğlu’nun bir süre önce açıkladığı 9 maddelik turizm
destek planının (küçümsemek için söylemiyorum) palyatif, yani
geçici, yani yangını söndürmeye yetmeyeceği ortada.