Yaralı ruhlarımıza şifa niyetine: Sanatçıların yeryüzünde en mutlu ayrıldıkları festivali, Montreux Jazz Festival'den notlar ve yaz boyunca yakın ülkelerde gerçekleşecek konserler...
Bayram tatilini İstanbul’da işimin gücümün başında geçirdikten sonra “Herkes geldiyse bana müsaade...” diyerek iznimi kullandım ve yola koyuldum.
Hedefim ilk ziyaretimi geçen yıl gerçekleştirdiğim köklü ve pek çok bakımdan orijinal müzik organizasyonu Montreux Jazz Festival’da yaklaşık bir hafta takılmaktı.
Neil Young, Santana, Max Jury, Lana Del Rey, Marcus Miller, Santana, Haelos, Daughter, Grimes, Floating Points, Four Tet, Kiasmos, Dewolff tarzında gelişen yüklü bir programı tamamladıktan sonra Dweezil Zappa ve Deep Purple’la kapanış yapıp 17 Temmuz’da da İstanbul’a dönecektim.
Neticede olaylar üç aşağı beş yukarı böyle gelişti ama son iki gün tahmin edebileceğiniz nedenlerden dolayı farklı ve tatsız bir şekilde tamamlandı. Dönmeye çalışıp dönememek vesaire, içinden darbe ve çaresizlik hissi geçen bir festival deneyimi yaşamış oldum neticede... Yine de “Bizi müzik iyileştirir” diyerek MJF’yi anlatayım...
***
Bir adamın, 2013’te 76 yaşında kaybettiğimiz efsanevi ‘Funky’ Claude Nobs’un hayali olarak 50 yıl önce, 1967’de ilk kez düzenlenen, başlangıçta ağırlık noktası caz ve blues olan ama zamanla bütün türlere kapı açan bir festival Montreux.
Cenevre Gölü (Leman Gölü de diye anan çıkar) kıyısındaki cennet parçası Montreux’de bir marangozun oğlu olarak doğan Claude Nobs’un hayatı 1960’ların hemen başında o dönem henüz pek tanınmayan bir gruba rehberlik yapmasıyla değişir.
Grubun adı Rolling Stones’tur, bir televizyon programı şeklinde düzenlenen Rose D’or Festival’e katılmak için gelmişlerdir.
Nobs, memleketinde bir müzik festivali düzenlemeye karar verir, her kapıyı çalar, ABD’ye kadar bu uğurda yol teper, Nesuhi Ertegün’le çat kapı görüşecek kadar şartları zorlar ve neticede amacına ulaşır.
Bu ısrarlı ve sempatik adam zamanla geliştirdiği kişisel ilişkiler sayesinde Aretha Franklin’den David Bowie’ye, Quincy Jones’tan Prince’e bütün devleri tek tek ikna eder Montreux’ye gelmeye zaman içinde.