ÇITONK!.. Çıtank!.. Çototonk!..
Deniz üzerine kurulan şahmerdan, Fındıklı sahilinin açıklarında
İstanbul Boğazı’nın böğrüne böğrüne dev kazıklar çakıyor böyle
sesler çıkartarak...
2013’te “Bir otobüs durağının bile yeri değişse halka (İstanbul
halkına) sorulacak” diyen Kadir Topbaş’ın “tipini” bile henüz
görmek nasip olmayan “Martı Projesi” için İstanbul Boğazı’nı
doldurma çalışmaları tam gaz devam ediyor.
İstanbul’u (her şeye rağmen) dünyanın en güzel şehirlerinden biri
(birincisi) kılan İstanbul Boğazı’na yapılan ilk hakaret değil bu
elbette.
Üsküdar’dan Kadıköy’e, Emirgan’dan İstinye’ye, Kuruçeşme’den Telli
Baba’ya doldurduk, dolduruyoruz, dolduracağız inşallah İstanbul
Boğazı’nı!
İskele düzenlemesi diyerek, 10 yılda belki 10 kere dolacak miting
meydanı diyerek, yer tırtıklamak gerekiyor denizden çünkü!
“İskele Park” adı altında akla, vicdana, bilime sığmayacak bir rant
kararlılığıyla, “Yanına bir de otopark konduralım, para basılır
buradan yahu” hoyratlığıyla doldurmak gerekiyor Boğaz’ı çünkü!
Dev kazıklar çakarak, beton bloklar atarak, kalan balığın ve kuşun
rızkına göz dikmek şarttır çünkü!
Hayatı besleyen, büyüten, yaşatan, güzelleştiren akıntılarına
Boğaz’ı bir durgun suya çevirmek pahasına ket vurmak çok ama çok
kârlı bir işe dönüşmektedir çünkü!