ÇİN'in Yulin kentinde bugün ve yarın akla, vicdana sığmayacak bir katliam gerçekleştirilecek.
"Köpek Yeme Festivali" adı altında binlerce köpek ve kedi canlı
canlı haşlanarak, derileri yüzülerek, yakılarak, kesilerek "yemek
için" katledilecek.
İnternet üzerinde yayınlanan videoları bir kenara bırakın,
kafeslere tıkıştırılmış cancağızların fotoğraflarına bile
bakamıyorum.
Bir kediyle yaşayan, rastladığı bütün hayvanlardan bir makas
almadan bırakmayan, İstanbul'un çeşitli noktalarında düzenli olarak
görüştüğü sokak köpekleriyle seviyeli bir birliktelik yaşayan biri
olarak tepemin tasını uçuran, içimi ezen bir haber bu.
Elbette imza kampanyasına katıldım, yakın ve uzak çevremi uyardım
vesaire.
Tepki her yıl artsa da engellenmesi zor bir katliam ve olaylı da
geçse gerçekleşecek bu alçaklık; öyle duruyor...
*
Ancak...
Evet, maalesef "ancak" demek gereken bir nokta da olabilir ve hatta
var bütün benliğimle tiksindiğim bu konu hakkında.
Çinlilere iğne, çuvaldız, mızrak ucu filan dalalım, en önde de ben
gideyim.
Mesela bir mantık noktasından hareket edersek, bu samimiyeti ve
cesareti gösterebilirsek eğer...
Hayvansal ürünleri yemeyen, giymeyen, hasılı asla tüketmeyen küçük
bir azınlık dışında hepimiz sınıfta kalabiliriz.