DÜN, Hürriyet’in manşetinde, arkadaşımız Burak Coşan’ın
“Küçükpazar’ın çocuk işçileri” başlıklı haberi vardı.
İstanbul Fatih’te, Süleymaniye Camisi’nin dibinde, Küçükpazar’daki
tekstil atölyelerinde çalışan Suriyeli çocukların durumlarına
odaklanıyordu haber.
Burak’ın haberi dört başı mamur bir çalışmaydı ancak ne yazık ki
ilk kez yapılmıyordu ve daha da yazık ki son kez yapıldığına
inanmak mümkün değil...
Büyük bir ekonominin “en altında ezilenler” olarak çocuk işçiler,
aralarında dünyaca ünlü giyim markalarının da bulunduğu bu sektörde
göz göre göre sömürülüyor.
Gayriinsani, gayrivicdani ve gayriahlaki koşullarda günde en az 12
saat çalıştırılıyorlar.
Öğlen bir saat yemek molaları var ama yemek verilmiyor.
Türkiye de 1.5 milyon Suriyeli çocuk var ve bunların önemli bir
bölümü her türden sömürüye açık. Emekleri sömürülüyor en başta.
Yetişkinler kadar, hatta daha fazla iş yükleniyor, karşılığında
yetişkinlerin aldığı ücretin yarısını bile kazanamıyor.
Aylık 400 lira maaşa bir de üzerine aşağılanarak
çalıştırılıyorlar.
Köle tacirlerinin kazandığı, merdiven altı sistem patronunun
kazandığı, aracının kazandığı, alıcının kazandığı, satıcının
kazandığı, hap kadar çocukların kaybettiği bir kirli sistem...
Derler ki ipliğine çocuk işçi eli değmemiş tekstil ürünü bulmak
sadece bizde değil tüm dünyada pek mümkün değildir.