DÜN yürek sarsıntıları hâlâ devam eden 17 Ağustos depreminin 17'nci yıldönümüydü.
Resmi rakamlara göre 17 bin 480 can kaybedildi, 23 bin 781 kişi
yaralandı, 600 bin kişi evsiz kaldı.
Depremin ertesi gününden itibaren demeçler uçuşmaya başladı “Ders
çıkaracağız... Çarpık yapılaşmanın önüne geçeceğiz... Sorumlulardan
hesap soracağız...”
Sonuncudan başlayalım. 2 bin 200 dava açıldı 17 Ağustos’taki afetin
ardından, 40 kişi suçlandı, davaların tamamı 2007’de zamanaşımına
uğradı ve düştü.
Felaketin 1 numaralı günah keçisi müteahhit Veli Göçer’e kaldı
ihale, 2011’e kadar cezaevinde kaldı.
HAM HUM ŞARALOP
Çarpık yapılaşma konusu ne oldu? Ne olacak yahu?
Rant oldu.
Çarpıla çarpıla büyüyüp serpildi ve rezidans oldu, AVM oldu.
İşini bilen müteahhitler ve onlardan yemlenen “etkililer” için ham
hum şaralop oldu.
Yapı Denetim Yasası gibi çalışmalar bürokrasi şehidi oldu...
Okumuşsunuzdur, duymuşsunuzdur belki...
Kartal’dan Kadıköy’e, Üsküdar’dan Esenler’e kadar İstanbul’un dört
bir köşesindeki 480 deprem sonrası toplanma alanının 270’i
“indiragandi” yapılmış vaziyette.
Sadece “ballı börek” görülen semtleri kentsel dönüşüm planlarıyla
yemek ve semirmek üzere kurgulanmış sistem, vatandaşa felaket
sonrası toplanması için gösterdiği alanları da yiyor.
ARSIZ; VİCDANSIZ, RUHSUZ
Arsızca, vicdansızca, para hırsına kul eylediği ruhsuzlukla,
iştahla yiyor.
Elbette hepimizin dileği bir daha böyle bir felaket yaşanmaması ama
bilim diyor ki uzak veya yakın gelecekte, büyük veya orta şiddette
bir Marmara Depremi çalacak kapımızı.
Deprem sonrasında gölgesine sığınacak ağaç bulursak şanslı
hissedeceğiz kendimizi bu gidişle. Mezarlıklardan başka sığınacak
yer kalmadı diyorlar; acı ama gerçek ne yazık ki...
KARTINI UNUTMA SAKIN