GEÇEN hafta Hürriyet Pazar’da başta Yenal Bilgici olmak üzere geniş bir ekibin yoğun emek harcayarak hazırladıkları bir liste yayınlandı: “Türkiye’nin En İyi 100 Albümü”.
Önce listenin nasıl hazırlandığını hatırlamak gerekiyor. Sonra da hem bu liste, hem de bu tür listeler üzerine birkaç şey söylemek...
Aralarında benim de bulunduğum 100 kişiden 10 albüm seçmeleri istendi. Listeye kendi seçtikleri albümlerle katkı sunanlar ilk albüme 10 puan, 10’uncu albüme 1 puan verdiler, oylar toplandı, sıralama oluşturuldu.
Bu tür listeler (en iyi filmler, kitaplar, restoranlar vb) satış rakamları, ticari başarı gibi ölçülebilir veriler üzerinden yapılmıyorsa tartışma ortamıyla birlikte gelir.
ELEŞTİRİLER ŞELALE
Konu Türkiye’de yapılan albümler olunca tartışma özellikle bizim “geniş” camiada, yani müzisyenler, müzik yazarları, sektör temsilcileri arasında daha da canlı şekilde yapıldı geçen hafta boyunca.
Yöntem ve netice üzerinde yoğunlaşan tartışmalarda eleştiri getirenleri haklı bulduğum birkaç noktaya değineyim önce.
Mesela bu tür listelerde “best of” tarzı, yani sanatçının eserlerinden yapılan seçmeyle oluşturulan albümlere yer verilmesine karşı çıkanlara katılıyorum.
Katılıyorum ancak Türkiye’de uzun süre 45’liklere dayanarak üretim yapan müzik şirketlerini bu seçimi/uygulaması yüzünden “best of”u hariç neredeyse hiç albümü bulunmayan sanatçılar var. İşler orada karışıveriyor.
Mesela listedeki bazı teknik hatalara (45’liğin albüm olarak
duyurulması, yanlış kapak fotoğrafı, tarihlerdeki tutarsızlıklar)
eleştiri getirenlere de katılıyorum.
KATILIYORUM AMA...
Katılıyorum ancak “The Unkapanı” merkezli müzik sektörünün 1980’lere, 1990’lara kadar ürettikleri plaklara bir tarih bilgisi bile basmadıklarını, bu konuda “doğru” bilgiye ulaşmanın ne kadar zor olduğunu da biliyorum.
“Şu albüm varken şu albüm nasıl olmaz?” veya “O albüm nasıl olur da sıralamada bu albümün üstünde yer alır?” veya “Falanca isimden bir albüm bulunmaması anlaşılır iş değil” veya “Jüride şu şahsın bulunmaması tuhaf” tarzı eleştirilere de “kendi zevkim, tercihim vb” ışığında katıldığımı söylemeliyim.
Katılabilirim ama neticede “sübjektif” bir listeden söz ediyoruz. Bence de listenin dışında kalan çok önemli albümler var, bence de yeni kuşak müzisyenlerin listede kendilerine yer bulamamaları bir eksiklik olarak kabul edilebilir.