“KENYERBER Aquino Merchan açlıktan öldüğünde 17 aylıktı...”
Geçen yılın son günlerinde New York Times’ta yayınlanan ve
Venezuela’da her yıl 4’e 5’e katlanarak artan çocuk ölümlerini konu
alan haber bu iç acıtıcı cümleyle başlıyordu.
17 aylık Kenyerber, çöken sistemin masum kurbanlarından yalnızca
biri.
Annesinin Zika virüsü nedeniyle emziremediği bebek, ailesi mama
alacak para bulamadığı için yeteri derecede beslenememişti.
Bebek maması Venezuela’da bulması çok zor, asgari ücretle
çalışanların hayal bile edemeyeceği kadar pahalı.
Pahalı olan ve bulunamayan tek ürün bebek maması değil...
Temizlik ürünlerinden temel gıda malzemelerine, kâğıt peçeteye
kadar hemen her ürün için geçerli bu durum.
Marketleri silahlı güçlerin koruduğu, karaborsacıların elinde
oyuncak olmuş bir ülke.
Yüz binlerce öğrenci toplu halde üniversite eğitiminden vazgeçiyor
bir iş bulup ekmek parası kazanmak için.
Bir zamanlar Latin Amerika’nın en parlak, en zengin ekonomilerinden
biri, birincisi olarak gösterilen Venezuela bugün imkân bulanın
kaçmaya çalıştığı bir memleket.
Yaklaşık 5 milyon kişiyi ülkesini terk etmek zorunda bırakan büyük
bir sefalet, korkunç bir yoksulluk.
Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip bir ülkeyken bugün yüzde
2000’e varacağı öngörülen “hiper, über enflasyon” ile uğraşan bir
memleket.
Asgari ücret ile neler alabileceğinizi sıralayan bir haber vardı
mesela...
Yarım hamburger alabiliyorsunuz asgari ücretle veya bir pizzanın
dörtte üçünü...
24 adet yumurta alabilirsiniz bir ay çalışarak...
Veya 2.8 litre portakal suyu...
Günde 18 saat el...