"VATAN ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ-kayd ü şart (kayıtsız şartsız) hâkimiyetine mugayir (aykırı) bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadâkattan ayrılmayacağıma, vallahi..."
1924 Anayasası, "meb'ûs" olanın yani seçilip Meclis'in yolunu
tutanın bu yemini etmesini uygun görmüştü.
Kısa, net, basit bir yemin.
Zaman içinde çeşitli değişikliklere uğradı, "darbe yedikçe" uzadı
ve 1981 Anayasası'ndan sonra bugünkü törende de tekrarlanacak
haline ulaştı.
*
Önümüzdeki iki gün boyunca –bir aksilik olmaz ise- yaklaşık 550 kez
duyacağız ama tekrarlamakta fayda var:
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini
koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyet'e
ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur
ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan
haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve
Anayasa'ya sadâkattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde
namusum ve şerefim üzerine and içerim..."
*
Teklemeden, dili dolanmadan okumak mesele...
Ama asıl mesele –eğer okurken tek ayak üzerinde filan
durmuyorsanız- yalan yere yemin etme tehlikesi.