Adayların ikisi dışında neredeyse hiçbirini seyretmediğim filmlerin yarıştığı Oscar gecesinin sabahına kaydettiğim töreni seyrederek başlasam da...
Merakıma çok çabuk yenik düştüm ve direkt haberlere bakıp kimlerin kazandığını öğrendim...
Filmleri seyredemesem de bolca tahmin yazısı, mesajı, yayını sayesinde favorilerden haberdardım; anladığım kadarıyla beklentilerle büyük ölçüde örtüşen bir dağılım oldu.
Şahane Anthony Hopkins’in 83 yaşında Oscar kazanmasına, hayranı olduğum Frances McDormand’ın başarısına, bir kadın yönetmenin, Chloe Zhao’nun ödülle eve dönmesine vesaire ben de sevindim.
Haberlerin peşinde “Questlove’ın terlikler iyiymiş, Halle Berry’nin saçı olmamış” tarzı derin analizler yaparak ilerledim bir süre...
O sırada karşıma çıkan bir fotoğraf ve tamamlayıcısı fotoğraf altı metninin beni içinden heavy metal ve Urdu şiiri geçen bir okuma macerasına sürükleyeceğini henüz bilmiyordum...
Geçtiği yollar yüzüne bir harita gibi kazınmış, simsiyah giyinmiş, uzun saçlı, eski tüfek, dövmeleri takım elbisesinden taşan....