SİZE çok yakın bir arkadaşımın maceralarla dolu, hafiften de dokunaklı başarı hikâyesini anlatmak isterim bu pazar günü...
Arkadaşımın adı: Plak!
Evet, bildiğimiz plak...
En kaba tabirle, hatta kabalaşarak tarif etmek gerekirse...
Çoğunlukla siyah (her renkte ve desende basılabiliyor), yuvarlak
(farklı şekillerde örnekler de vardır) plastik bir malzeme
(neticede polvinil klorür; yani PVC'dir) diyebiliriz.
Ancak müzik endüstrisini omuzlarında taşıyan ve yükselten plaklara
bir "meta" olarak bakmak ayıptır; en azından benim gibi sevdalıları
açısından...
Çünkü aşkımız sadece aracı olduğu müziklere değil, kapağından tutun
da hassas ama dayanıklı gövdesine, etiketinden çıtırtısına kadar
"her şeyine" dairdir...
*
Eğer bir plak tutkunu değilseniz haberdar olmamanız çok doğaldır
ama dün bir bayram günüydü.
2007'den bu yana nisan ayının üçüncü cumartesi günü Record Store
Day (Plak Dükkânı Günü) olarak kutlanıyor.
Çıkış noktası sayıları azalan bağımsız plakçılara ilgi
gösterilmesini sağlamaktı.
Bir dayanışma, bir şükran günü yani...
Aradan geçen süre zarfında Record Store Day kimsenin inanamadığı
bir hızla gelişti.
Dünyanın en büyük yıldızlarının plak dükkânlarında bedava konserler
verdikleri, o günün ansına sınırlı sayıda özel plaklar
yayınladıkları gerçek (hatta gerçeküstü) bir bayrama dönüştü.