KÖŞEDEN köşeden ilerleyen bir kavga var...
AKP'nin tek parti iktidarına nokta koyan 7 Haziran seçimlerinin
ardından düşük yoğunluklu olarak başlayan, son günlerde şiddeti
artan bir çatışma ortamı...
Koalisyon hesaplarından, Suriye senaryolarından filan hiç
etkilenmeyen bir karşılıklı suçlama idmanı...
Ziyadesiyle ibretlik bu kavganın konu başlığı özetle şöyle:
"Sevemez kimse seni Erdoğan, benim sevdiğim kadar; reyizim sen
olmasan aaarghh, iktidar neye yarar..."
Kariyer planlamasını ve gelişimini AKP'ye (daha doğrusu Erdoğan'a)
kayıtsız şartsız destek vermek/biat etmek üstüne kuran medya
figürleri arasında gelişiyor hadiseler.
Kabaca ikiye ayrılan gruplar birbirlerinin Erdoğan'a sevgisini,
bağlılığını sorgulayarak saldırıyor.
Mesela biri "Erdoğan tabii ki iyi ama çevresinde onu
pohpohlayanlar, ilan-ı aşk edenler, ezcümle çıkarları için
dalkavukluk yapanlar kötü" mü diyor?
Hemen cevap geliyor: "Asıl sen böyle diyerek Erdoğan'ı eleştirmek
isteyenlerin mevzilerine cephane taşıyorsun; hayın şey!"
Mesela biri "Bu dava için mücadele etmeye başlarken ortada olmayan
türedi yağdanlıklar yamulttu reyizin karar ayarlarını" mı
diyor.
Hemen cevap geliyor: "Siz siz idiniz, Truva atına gizlenmiş 7
kişilik tim idiniz!"
Hakaret kostümü giydirilmiş ve dil zehrine bulanmış ifadeler
uçuşuyor sayfalarda "Dansöz... Leş kargası... Ajan... Şaklaban...
Taklacı..."
Ortak tek bir noktaları var "Gerçek aşk benimkisi, gerisi
palavra..."