HALİT Akçatepe’nin ‘Hababam Sınıfı’nda rol aldığında aslında 37
yaşında, iki çocuk babası bir aile reisi olduğunu öğrendiğimde
yaşım bu şoku kaldıracak kadar ilerlemişti neyse ki!
Fakat çok şaşırmış hatta daha sonra kontrol etmiştim bu
bilgiyi.
37 yaşında, deneyimli, setlerde ve tiyatro sahnesinde doğmuş,
büyümüş bir oyuncunun zerrece sırıtmadan liseli bir genci
canlandırması karşısında ilk madalya elbette kendisine verilir.
LİSEDEN ARKADAŞIMDIR
Fiziğinin sağladığı “sonsuz gençlik” avantajının ötesine geçiyordu
rolünde Akçatepe.
Her seyreden kişinin okul bahçesinde elini omzuna atıp konuştuğu
yakın, sempatik, neşeli okul arkadaşını gördüğü bir performans
koyuyordu ortaya.
Elbette Ertem Eğilmez’in olağanüstü “kadro” yeteneği, sıcacık
sinema dilinin, dehasının etkisi vardı bütün oyuncuların
parlamasında.
Ama çift dikiş gitmesiyle malum Hababam’da bile sırıtması gereken o
yaştaki bir oyuncunun liseliyi yaşama ve yansıtma becerisi
inanılmazdı.
DAMARDAN ALAYLI
Annesi Leman Hanım ve babası Sıtkı Akçatepe tanınmış oyunculardır;
5 yaşında kendisini sinema setinde oyuncu olarak bulur, 15 yaşına
gelene kadar 40 filmde oynar. Mektepli değil tam bir alaylıdır.
Oyuncu olmak için evden kaçmış olan babası aslında istememiş oyuncu
olmasını ama “olaylar öyle gelişmiş” işte...
Halit Akçatepe’nin avantajı olarak andığı “sonsuz gençlik, sonsuz
masumiyet” ifadesiyle hatırlanan fiziği “boydan kaybedince” jönlük
hayal olmuş.
Ama o büyük yeteneğiyle yanlarında “mütemmim cüz” olarak
belirdiği jönleri parlatırken kendi ışığını saçan bir yıldıza
dönüşmüş işte.
BİR AKRABA GİBİ
Severek yaptığı işi sayesinde kuşağının bütün harika isimleri gibi
büyük kazançlar elde edememiş, kıt kanaat yaşamış, dara düşmese de
yeteneğinin sağlaması gereken maddi imkânlardan uzak yaşamış.
Ancak toplum pek az kişiye nasip olan (Hababam’da çok vardır) bir
bağlılık üretmiş, sonsuz bir saygı ve sevgiyle kucaklamıştır
Akçatepe’yi de.