BU kadar yanlıştan bir doğruya varmak mümkün olabilir mi?
İçeride safları sıklaştırmak için dışarıyla ipleri germenin
sağlayacağı bir fayda olabilir mi?
Resmen ırkçı, kafatasçı, yabancı düşmanı, korku ve nefret taciri
dengesiz bir fanatiğin kurduğu oyuna gelmek akıl kârı mı?
Sınırları sadece hakaretlerin, küçümseyici ifadelerin, gurur kırıcı
demeçlerin aştığı bir ortamda mantığı ve sağduyuyu dinleyen çıkar
mı?
Yaşananlar, Hollanda’nın yaptığı, diplomatik rezaletin
daniskası...
Yasal hakkını kullanan protestocuların üstüne at üstünde cop çekip
yürünmesi, köpeklere ısırtılması alçakça ve utanç verici
uygulamalar.
Hemfikir olunmayacak noktalar değil bunlar; öfkeyle, utançla
kızararak izleniyor olan biten.
Peki ne olacak?
Bu kadar yanlıştan nasıl bir doğru çıkacak?
GERÇEKLERE BAKINCA
Öfke ve sandık güdümlü hamasetten mürekkep toz bulutunu aralayıp,
bağlanılmış ideolojik iskelelerden palamarı çözüp “gerçeklere”
bakmayı denesek mi?
İki ülke arasında 400 yıllık ilişkilerin günümüzde ulaştığı noktayı
“ekonomik” açıdan özetleyen bir haber derlemişti dün Cumhuriyet’ten
Necdet Çalışkan.
İki ülke arasında geçen yıl 6.6 milyar dolarlık bir ticaret hacmi
oluşmuş.
3 milyar dolar tutarında ithalat yapmışız, 3.6 milyar dolarlık da ihracat. Bir başka deyişle