HABERİ görmüşsünüzdür belki...
Fetullahçıların “Genelkurmay imamı” olan Muhammet Uslu Başbakanlık
Özel Kalem’den çıkmış.
2000 senesinde özel sektörde temizlikçi olarak çalışan Uslu’nun
kariyerinin bu noktadan GATA’ya, oradan Milli Eğitim Bakanlığı’na,
oradan da Başbakanlık Özel Kalem’e sıçrayışının öyküsünü dün
Abdulkadir Selvi yazdı.
FETÖ’nün alçak darbe girişimi esnasında Akıncı Hava Üssü’nde
yakalanan ve “Ben arazi bakmaya gelmiştim” deyince akıl almayacak
şekilde salıverilen bir başka “imam” Adil Öksüz de Sakarya
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçent çıkmıştı...
Generalin astsubaydan emir aldığı, Cumhurbaşkanı veya Genelkurmay
Başkanı yaverinin sadece “abi sözü dinlediği” zehirli yapının
hükümetler boyunca nasıl pervasızca, nasıl kapı üstüne kapı
açılarak yükseldiğinin iki “basit” örneği işte...
MAZLUMLARIN AHI ÇIKARKEN
Bu kirli yapıyla aynı pilava kaşık sallayanların, “her boyutta”
menfaat elde edenlerin göz yumdukları, payanda ve hatta destek
oldukları haksızlıklar da bu süreçte “yeniden” ortaya çıkıyor.
Hâkimlerin ve polislerin savcılara hazır iddianame sunarak
açtırdıkları davalar neticesinde zulme uğrayanlar...
Askeri eğitim kurumlarında “Şok Mangası” adı altında işkenceye
uğrayan ve meslekten cebren ve hile ile el çektirilen
gençler...
Çalınmış sorularla yarışa giren besleme şakirtler yüzünden “sınav
kazanamayanlar”...
Canına kıyılanlar, onuruna yedirmeyip kendi canına kıyanlar,
ezilenler, sürülenler, fişlenenler, dışlananlar, hayallerini bile
kaybedenler...
Vebalin büyüklüğünü biliyoruz, görüyoruz; taşıyanlara kolaylık
dilerim diyeceğim ama diyemem, içimden gelmez, yalan
konuşmayayım...
KUTUDA KALAN UMUTTUR
Antik Yunan efsanelerinden günümüze ulaşan meşhur “Pandora’nın
Kutusu” hikâyesini bilirsiniz herhalde.
Pandora, Zeus tarafından kendisine verilen kutuyu (küpü) açmaması
konusunda uyarılmıştır ama dayanamaz ve açar.
Açar açmaz da kötülükler yayılır dünyaya... Kutuda tek kalan
‘umut’tur...
Türkiye, 15 Temmuz’da kutudan yayılan, yayılmış bütün kötülükleri
gördü ve elinde sadece umut kaldı.
Bir daha aldanmayacak, içini kemiren sapkın yapılara izin
vermeyecek, akılla-fikirle-mantıkla yönetilecek, özgür ve
demokratik bir ülke umudu kaldı kutumuzda.