ARKADAŞIMIZ Felat Bozarslan’ın Diyarbakır’dan geçtiği sabır
taşını çatlatacak haber “sistematik” çocuk tacizinin nasıl “rahat
rahat” devam ettiğinin, edebildiğinin de bir kanıtı sayılırdı.
2009’da Diyarbakır’da ekmek almak için evinden çıkan 13 yaşındaki
M.T.’nin cinsel istismara uğramasıyla başlayan süreç saç baş
yoldurtacak türden.
M.T.’nin ailesinin suç duyurusuyla başlayan davanın vardığı nokta
“Umutsuzlar durağında inecek var!” diye yaka bağır parçalatır
insana.
MUAYENEDEN KORUYALIM BARİ
7 yıldır rapor eziyeti yaşıyor M.T. ve ailesi. Bu süreçte 5 kez
rapor almaları istendi aileden. Devlet Hastanesi, Çocuk Hastanesi,
Kadın Doğum, Adli Tıp... Gezmediği kapı kalmayınca aile
çocuklarının psikolojisini “muayeneden korumak” için kaçmakta
bulmuş çareyi.
2010’dan beri devam eden davanın 30’uncu celsesinde mahkeme
“...mağdurenin radyoloji ünitesi olan bir devlet hastanesine
sevkinin sağlanarak yaş tespiti için grafi, bilgisiyarlı
tomografilerinin çekilmesine karar verdi...”
M.T.’nin avukatı Gevriye Atlı çıkışta şöyle konuşmuş:
“Ruh sağlığının bozulduğu Diyarbakır Adli Tıp Kurumu raporuyla
tespit edilmişti. 2012’den bu yana mağdurun bulunmasını ve Adli Tıp
Kurumu’na sevk edilmesini bekliyoruz. Ailenin nerede oturduğunu
bilmiyoruz. Bu dosya nedeniyle 3 kez adres değiştirdiler...”
TACİZCİ RAHATINA BAKAR
Bu arada “Tacizci ne yapıyor?” diye soran olursa, 6-7 ay tutuklu
yargılandıktan sonra salıverildi; elini kolunu sallayarak geziyor
işte, n’apsın?!
Benzerini defalarca gördüğümüz, mağdurun defalarca mağdur olduğu, sanığın ise yakayı kurtardığı hissi veren bir dava daha...