İNSANIN gençliğinin nostalji yüklü bir bulut şeklinde içini
delip geçmesi karışık hislerden oluşan bir tortu bırakabiliyor.
Yönetmen Mehmet Sertan Ünver’in, kaybettiğimiz iki olağanüstü müzik
insanını, Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’yı anlatan belgeseli
“Blue/Mavi”yi aynen bu hislerle izledim.
İstanbul Film Festivali’nde belgesel dalında ödüllendirilen* “Blue”
elbette Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’yı merkeze alıyor ancak hikâye
“bizim kuşak” açısından da biraz şahsi bir mesele.
Belgeseldeki anlatıcıların/aktarıcıların önemli bir bölümü sevdiğim
arkadaşlarım, tanıdığım güzel insanlar.
1980’lerde pişen, 1990’larda “neşet eden” rock kuşağının bugün
“tatlı anılar” rafına kaldırdığı günlerde göğüslediği zorlukları
dinlerken “Canına okuduğun kuşağa bir dön bak isterim toplum abi”
diyesi geliyor insanın.
GERÇEK KAHRAMANLARIMIZ
Müzikten, sevgiden, barıştan, herkese özgürlükten yana gönül
düşürmüş ama zorbalıkla, kaba kuvvetle, dışlanmayla karşılık bulmuş
bir kuşak...
Bu kuşağın büyük kahramanlarındandı işte Yavuz Çetin ve Kerim
Çaplı.
Büyükparmakkapı Sokak’ta, daracık bir koridordan ilerleyip alt kata
inip Mojo’ya ulaştığımız bazı geceler, “dünyanın her yerinde büyük”
bu müzisyenleri bulurduk karşımızda bazı geceler.
Davulda Kerim Çaplı, basta Sunay Özgür, gitarlarda Batu Baba
(Mutlugil) ve Yavuz Çetin nasıl sağlam, nasıl inanılmaz çalarlardı
bir bilseniz...
Onları, yani “Blue Blues Band”i dinlemek için toplanan o küçük
“çetenin” elemanları olarak, gün boyu, günler boyu, hatta “Erkin
Baba”lardan başlayarak sayarsak kuşaklar boyu yediği lafların,
dayakların vesairenin uçuşup gittiğini hissederdik.
Tutkalımızdı bu adamlar. Hayatın sağlamasını onlarla alırdık.
Efsanelerini duyardık, bilirdik, bazılarına (Kerim Çaplı’nın
çalarken gıcık olduğu tipe baget fırlatması gibi) şahitlik etmiştik
veya şahitlik edenlerden dinlemiştik “versiyonlarını”...
ZOR İŞ ZOR KARAKTERLER
Memlekette rock müzikle uğraşmak gibi zor bir işe soyunmuş, zor
karakterlerdi.
“Blue” da bu iki zorlu, orijinal müzik adamının hikâyelerine yelken
açmak gibi zorlu ve iddialı bir işe kalkışmış.
Seyretmeden önce içimde çeşitli kuşkular vardı. Öncelikle görüntü
konusunu nasıl halledeceklerini düşünmüştüm.
O gecelerin veya Blue Blues Band’in (meşhur TRT kaydı hariç) ne
kadar arşiv görüntüsü olabilirdi ki?