Toplum olarak cumhuriyetin 100. yılını idrak etmemize sadece 8
sene kaldı.
Bilindiği gibi, AKP başta olmak üzere partilerin 2023 için deklare
ettikleri vizyon, hedef ve projeler vardı. Ancak Türkiye’nin içine
sürüklendiği ortamda kimsenin bunları yeniden gündeme getirecek
mecali ve şevki yok. Ve cumhuriyetin 92. yılı sönük bir atmosferde
idrak ediliyor.
Haddizatında, şimdiye kadarki cumhuriyet bayramlarının hiçbiri halkın içten gelen coşkulu katılımıyla kutlan(a)madı.
Çünkü cumhuriyet, cumhura, yani halka dayanarak kurulmadı. Dahası, ülke cumhuriyet adı altında bir tek parti ve tek adam, Bediüzzaman’ın ifadesiyle “istibdad-ı mutlak” rejiminin kıskacına alındı.
1946’da çok partili sisteme adım atılıp 1950’de DP’nin sandık zaferiyle bu durumdan çıkılır gibi oldu, ama 27 Mayıs 1960 darbesiyle bu süreç kesintiye uğratıldı.
Sonraki yıllarda yapılan 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri ile 28 Şubat müdahalesi de demokrasimize ciddî daralmalar yaşattı.
Sonuçta, daha işin başında cumhursuz yola çıkan cumhuriyetin demokrasiyle buluşarak gerçek anlamını kazanmasına bir türlü fırsat verilmedi. Bu yüzden 29 Ekim kutlamaları, İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde ana caddelerin kapatılması sonucu trafik çilesini iyice çekilmez hale getiren modası geçmiş ve çağdışı askerî törenlerin tekrar edilegeldiği rutin seremoniler olmaktan öteye geçemedi.