Ekseninde 27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül-28 Şubat silsilesinin yer
aldığı bir siyasî proje çerçevesinde, her dönemde farklı siyasî
aktörler kullanılarak, perde gerisindeki Kemalist statüko korunup
sürdürülmeye çalışılıyor.
Statüko, 12 Eylül Anayasasını halkın yüzde 92’sine baskı ve
tehditle onaylatarak bu yolda önemli ve stratejik “başarı”larından
birini kazanmıştı. Aynı şeyi, bu anayasa ile getirdiği siyasî
yasakların devamı için 1987’de yapılan referandumda da tekrarlamak
istedi, ama buna karşı verilen zorlu ve kararlı mücadele
neticesinde bu defa kılpayı ile kaybetti.
Sonra Türkiye 12 Eylül düzeninden kurtulma çabalarının yavaş da olsa gündeme gelmeye başladığı bir sürece girdi. İhtilâl anayasasındaki ilk değişiklikler, DYP-SHP iktidarında yapıldı.
Ama 90’lı yıllarda millî görüşe halk desteğinin artması ve buna paralel olarak laikçi tepkilerin tırmanışa geçmesi genel iklimi bozup, olumlu süreci tersine çevirdi. Darbe düzeninden çıkma ve demokratikleşme gündeminin yerini, sonu gelmeyen laiklik-irtica tartışmaları aldı.