Yapılıp yapılamayacağı konusunda dahi içte ve dışta şüphelerin
dile getirildiği 1 Kasım seçimine sayılı günler kala, ağabeylerin
adı bir kez daha iktidar partisi lehine kullanılıp alet edildi.
Üç ağabeyin imzasıyla yayınlanan bildiri, son dönemde seçimlerden
önce tekrarlanması maalesef “gelenek” haline getirilen talihsiz
uygulamanın yeni bir örneği.
Bildirinin altına konulan o üç imzadan sahiplerinin haberi var mı, bilemiyoruz.
Ama en azından birinin haberdar olup olmadığı konusunda ciddî şüphelerimiz var.
Hastanede tedavi gören ve dua bekleyen bu ağabeyin adı bandrol ve tekel sürecinde de kullanılmış, ama sürecin ilk günlerinde kendisini ziyaret eden arkadaşlarımıza birçok şey hakkında bilgisi olmadığını ifade etmişti.
Risalelerin neşrinde gelinen noktadan memnuniyetsizliğini de Cumhurbaşkanıyla diğer yetkililere yazdığı mektuplarla dile getirmiş; hayli gecikmeli de olsa risale neşriyatının resmî kalıplara hapsedilemeyeceğini ifade edip, “Üstad aslına uygun olmak şartıyla risaleleri isteyen herkesin basabilmesini istiyordu” demişti. Ama onun yayınevi de eserleri tekelleştirme projesine kurban edilmişti.
Bütün bunlara rağmen, adı hâlâ iktidar partisinin propagandasına alet ediliyor!