Demokrasi ve millî iradeyi sadece kendisine verilen oylarla
tanımlayan ve muhalefeti “şer ittifakı” olarak tanımlayan
anlayışın, erkene çekilmezse 2019’da yapılacak olan “başkanlık”
seçiminde de daha ısrarlı vurgularla sürdürüleceği şimdiden deklare
edildi.
“Bize oy verecekler yerli ve millîdir, oy vermeyeceklerin ipi başka
mahfillerin elindedir” söylemiyle bunun startı verildi.
Özellikle son yıllardaki bütün seçimlerde ve 16 Nisan referandum sürecinde iktidar cenahı hep bu mantığı sergiledi.
Tercihi “hayır” olanlar için “Teröristlerle aynı safta yer aldılar” ithamı seslendirildi.
“Ya bendensin ya düşmanımsın” anlamına gelen mesajlar ekseninde ayrıştırıcı ve kutup- laştırıcı bir siyaset takip edildi.
Bu siyaset “Yedi düvele karşı yeni bir istiklâl savaşı veriyoruz” gibi argümanlarla “güçlendirilme”ye çalışılırken, eleştirel duruşu ve muhalefeti “ihanet”le suçlamanın da altyapısı oluşturulmuş oldu.