Yakın zamanlara kadar AKP yönetiminde ve hükümette önemli
görevler üstlenmişken gelinen noktada devredışı kalan birçok isim
var.
En başta partinin kurucu kadrosundan, ilk AKP hükümetinde
başbakanlık ve sonra dışişleri bakanlığı yaparak ardından 11.
Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül.
Dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulunan Ahmet Davutoğlu.
Yine kurucu kadrodan, Meclis başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve hükümet sözcülüğü görevleri yapan Bülent Arınç.
Devlet ve içişleri eski bakanlarından—ki bu görevinde çözüm sürecinin koordinatörlüğü gibi son derece önemli bir vazifenin de tevdi edildiği—Beşir Atalay.
Önce kültür ve millî eğitim bakanlıkları, sonra parti genel başkan yardımcılığı görevlerini yürütmüş olan Hüseyin Çelik.
Adalet bakanlığı ve Meclis başkanlığı yapan Cemil Çiçek’le Mehmet Ali Şahin.
Millî eğitim eski bakanı Ömer Dinçer.
Bu listeye başkaları da eklenebilir.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasıyla hızlanan bir tasfiye sürecinde dışlanan bu isimler artık tamamen emekli olup siyasetten çekildiler mi, parti tabanında ve toplumda bir karşılıkları kalmadı mı?
Geçenlerde gittiğimiz Kayseri’de Gül için “Hâlâ ciddi bir tabanı var” denildi.
Diğer isimler için de seçim bölgelerinde aynı durum geçerli mi, bilemiyoruz.