Darbecilerle mücadele iddiasıyla başlatılıp bir yere kadar
arkasında kararlılıkla duruluyor görüntüsü verilen, ama sonra ânî
bir manevra ile tersine çevrilen Ergenekon ve Balyoz
operasyonlarının bu hale gelmesinde, iktidar cenahınca son aşamada
seslendirilen “Millî orduya kumpas kuruldu” mesajı adeta bir
“kilometre taşı” olmuştu.
Üç buçuk yılı aşkındır devam eden ve 15 Temmuz sonrasında OHAL’le
daha da şiddetlendirilen süreçte ise kumpasın adalet ve yargıyı
hedef aldığı görülüyor.
Yargıyı “f.ö”den temizleme gerekçesiyle gerçekleştirilen tasfiye operasyonlarında, yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı başta olmak üzere bütün yerleşik kurallar yerle bir edildi. Yüksek mahkeme üyeleri bile terörist muamelesine tâbi tutularak son derece aşağılayıcı ve insanlık dışı yöntemlerle gözaltına alındı, tutuklandı, aylardır hücrelerde tutuluyor.
İçlerinde durumu çok ağır olan hastalar dahi tahliye edilmeyip süründürülüyor.