Önce “Beş dakikada on defa uyardık” denilip ardından 17
saniyelik bir ihlal üzerine düşürüldüğü açıklanan “milliyeti
belirsiz” uçağın Rusya’ya ait olduğunun ortaya çıkması sonrası
patlak veren krizin Türk-Rus ilişkilerinde yol açtığı gerilim
giderek tırmanıyor.
Moskova’nın bir taraftan “Türk halkıyla sorunumuz yok” derken,
diğer taraftan Rusya’ya giden veya orada bulunan Türk
vatandaşlarına eziyet edilmeye başlanması, kaygı verici bir çelişki
ve tutarsızlık.
Türk ürünlerinin geri çevrilmesi de.
Boğazı geçen Rus gemilerindeki askerlerin verdiği provokatif görüntüler de cabası.
Bunlar Kremlin çıkışlı talimatların mı bir sonucu; yoksa komünist dönemin tortularından hâlâ kurtulamayan derin Rus bürokrasisinin açığa vurduğu reflekslerin mi?
Ne olursa olsun, gidişat endişe verici.
Uçak kriziyle tırmanan gerilimin, en çok, gelişmeleri, ellerini oğuşturarak keyifle izleyen silah tacirlerini sevindirdiği açık.
Buna karşılık, yıllar ötesine uzanan açılım ve gayretlerin neticesinde çok olumlu bir noktaya ulaşmış bulunan ikili ilişkileri zora sokmasının yanında, Suriye’deki iç savaşı bitirmek için başlatılan son diplomatik girişimi ciddi riske attığı da bir vakıa.