Referandum sona erdi; ama tartışması devam ediyor.
Bu tartışmada, oylanan paketin içeriği değil, oylama sürerken ve oyların sayımında yapılanlar öne çıkıyor. Odağında bilhassa YSK’nın tepki çeken tasarruflarının yer aldığı tartışmalar referandumun meşruiyetini sorgulama boyutlarına dahi taşınıyor.
AA’nın servis ettiği ve açılışta evet’leri yüzde 63’ün üstünde gösterip kapanışta 51.4’te sabitleyen verilerin güvenilirliği, eşzamanlı gelen YSK manipülasyonlarıyla ciddî ölçüde zedelendi ve sarsıldı.
AA’nın yüzde 99 küsurlara ulaştığı bir aşamada YSK’da açılan sandık oranının yüzde 70 olduğunun açığa çıkması da, zihinlerde yoğun istifhamlar oluşturdu.
Yine AA’nın bir gün önce yaptığı “tahmin”in, çıkan sonuçla tam örtüşmesi de.
YSK’nın, sandıkların kapanmasına 50 dakika kala AKP temsilcisinden gelen talep üzerine, referandum gününün sabahı sandık başkanlarına gönderdiği sms’lerle “Geçersizdir” ikazı yaptığı mühürsüz zarf ve pusulaların geçerliliğine hükmetmesi de.
2.5 milyon civarında oya itiraz edilmesi, hadisenin boyutunu göstermeye yeterli.
Hele evet’lerle hayır’lar arasındaki farkın 1.3 milyon kadar olduğu ortadayken.
Meral Akşener, Ümit Özdağ, Gültekin Uysal ve Sadettin Tantan gibi isimler bu farkın hayır oyları lehinde olduğunu ve hayır’ların gasp edildiğini söylüyorken.
Şimdi cevap bekleyen sorular var:
Verilere müdahale edildi mi? Mühürsüz oyların geçerli sayıldığı sandıklardan adeta silme evet çıktığı haberlerinin mantıklı bir açıklaması var mı? Yurt dışı oylarda önce mühürsüzlerin geçersizliğine hükmedilmişken, sonra tersine karar verilmesi ne iş?
İçeride itiraz ve tartışmalar sürerken dış dünyanın da kuşkuyla karışık temkinli ve ihtiyatlı bir tavır sergilemesi manidar.