Aşağıdaki yazı, 17.7.2005 tarihinde bu köşede yayınlanmıştı: Türkiye’de halkın reyiyle işbaşına gelen iktidarların yüz yüze geldiği en zorlu ve çetin sınavlardan birinin terör olduğu mâlûm. Nitekim terör demokratik hükümetleri yıpratmanın en etkili silahı olarak kullanılmak suretiyle askerî müdahalelere gerekçe yapıldı. Özellikle 12 Mart ve bilhassa 12 Eylül darbeleri, bunun tipik örnekleri. Üstelik 12 Eylül’de anarşiyi bitirip güvenliği teminle görevli olanların, “Darbe ortamı olgunlaşsın” diye olaylara seyirci kaldıkları, bizzat ihtilâl kadrolarının önde gelenleri tarafından da açıkça itiraf edildi. Bu bakımdan Türkiye’de hükümetlerin terör olaylarını çok ciddîye almalarında zaruret var. Bilindiği gibi, Türkiye 80’li ve 90’lı yıllarda da terör hadiseleriyle sarsıldı. Bir taraftan PKK terörü, diğer taraftan sansasyonel suikastlarla uğraşmak durumunda bırakıldı. Ama geçmiş tecrübelerden alınan derslerin de yardımıyla, bu defa çözüm demokrasiyi bir defa daha askıya alarak değil, demokrasi içerisinde arandı. Ve büyük ölçüde de başarılı olundu.